TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Güzel Sanatlar Akademisi'nde atölye sahibi ilk kadın ressam Neşe Erdok

İşlerinde çoğunlukla insanlara odaklanan sanatçı , toplumun yoksul kesiminde yaşayan insanları avazı çıktığı kadar yüksek sesle bağıran, zengin bir tinsel arka planla ele alıyor.

Haber Giriş Tarihi: 18.12.2020 11:02
Haber Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 11:02
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.kadinveekonomi.com
Güzel Sanatlar Akademisi'nde atölye sahibi ilk kadın ressam Neşe Erdok

1940 yılında İstanbul'un Üsküdar semtinde doğmuştur. 1948-53 yılları arasında ilk ve ortağrenimini tamamlamış, ardından İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü Neşet Günal Atölye'sinde resim eğitimine başlamıştır. Okulunu tamamladıktan sonra Milli Eğitim Bakanlığı bursuyla Paris'e gitmiştir. Burada çeşitli eğitmenlerin yanında çalışma fırsatı bulmuş, 1972 yılında yurda geri dönmüştür. Aynı yıl mezun olduğu okulda asistan olarak göreve başlamış, yavaş yavaş ilerleyerek proförlüğe kadar yükselmiştir. Yurt içinde ve yurt dışında pek çok kişisel sergiler açan sanatçının çok sayıda ödülleri de bulunmaktadır.

Sana Üslubu

Figüratif resmin ustası sayabileceğimiz, insanı özellikle kadını bir kadın sanatçı gözüyle tuvaline aktarırken çarpıcı ifadeler kullanmıştır. Kimi zaman normal insan boyutunda kimi zaman deformasyon ile ele aldığı figürlerin ruh halinin belirtildiği ve figürle mekan ilişkisi arasında sıkı bir bağın var olduğu gözlenmektedir. Sanatçının eserlerinde genel olarak kullandığı renkler, üstte beyaz altta siyah diğer tarafta ise karşılıklı olarak turuncu ve mavinin yer aldığı bir çemberden oluşmaktadır. Neşe Erdok bir söyleşisinde ''Bende biçim daima ön plana çıkar. Renk ise biçime bağlı olan, ikinci derecede önemli bir öğedir. Rengi, daha çok biçimin etkisini arttırmak, belki psikolojik bir etkiyi vurgulamak için kullanıyorum.'' diyerek sanatına dair bir bakış açısı oluşturmamıza yardımcı olmuştur. Eserlerine seçtiği konulara özgün yorumları ile öznel sanat görüşünü pekiştiren sanatçı, kimi zamanda eserleriyle toplumu eleştirdiği görülmektedir. Eserlerinde desene ağırlık vermiş, bunun yanında ışık-gölge, biçim-leke, gibi kurallara da bağlı kalmıştır. Toplumsal içerikli bu eserlerinde çocuklar, satıcılar, hastalar, sakatlar ve yaşlılar sıkça betimlenmiştir. Betimlediği bu kişilerin yalnızca dış görünüşlerini değil iç dünyalarını da çoğu zaman karamsar bir bakış açısıyla resmetmiştir. Bu haliyle de dışavurumcu bir tavır sergilediği söylenmektedir. Konunun çarpıcılığını belirginleştirmek adına zaman zaman biçim bozmalara da başvurmuştur. Son yıllarda yaptığı eserlerinde kendi yaşamının izlerini yansıtan portreler yapmıştır. 

Başlıca Eserleri

Ayakkabı Boyacısı (1979), Egon Schiele Hücresinde (1988), Saltanat (1994), Portre-Esma Erdok (2000), Kuaförde (2003), Cennet Kuşu (2009), Ateş Yakanlar (1981), Bekleyiş (1987), Atölyede Gece (2011), Eylülde Gölköy (1999), Neydik Ne olduk (2008), Soma (2014)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.