Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Türkiye ekonomisi yumuşak inişte!

Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi ve eski TCMB Başekonomisti Prof. Dr. Ali Hakan Kara, Dünya ve Türkiye’de Yumuşak İniş Mümkün mü? Konulu konuşmasında Türkiye ve dünya ekonomisinde yaşanan gelişmeleri ve bunların reel sektöre etkileri hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Haber Giriş Tarihi: 07.10.2024 14:03
Haber Güncellenme Tarihi: 07.10.2024 14:24
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.kadinveekonomi.com
Türkiye ekonomisi yumuşak inişte!

''ÇİN ESKİ BÜYÜMELERİNİ UZUN SÜRE GÖREMEYECEK''

Dünyada büyüme kompozisyonuna bakıldığında imalat sanayiinin zayıf olduğunu, hizmetlerin ise fena gitmediğini belirten Kara, “AB tarafına bakıldığında benzer bir görünüm var. İmalat daha zayıf. Tüm bölgeler bazında yavaşlama var. Hatta şimdi farklı olarak Çin de yavaşlıyor. Daha önce Çin ivme kaybederken dünya Çin’i götürürdü. Şimdi Çin de yavaşlıyor. Bu da bizi farklı bir konjonktüre götürüyor. Çin yeni tedbirler açıkladı. Ülkede 3 faz görünüyor. Birincisi Çin büyümeyi bir süre başardı, daha sonra bir yerde tıkandı. Sonrasında şirketler kesimi borçlandı. Bununla büyüme devam ettikten sonra hane halkı borçlandı ve bir süre de bu şekilde devam etti büyüme. O da belli bir doyuma ulaşınca şimdi kamu harcaması lazım. Bazuka gibi girmesi lazım Çin’in ama ülkenin büyümesi eski seviyelere uzun süre dönemeyecek” şeklinde konuştu.

Bunun Türkiye’ye yansıması konusunda ise Kara, şu ifadeleri kullandı: “Çin’in yavaş büyümesi bizim için kötü değil. Çünkü Çin’e fazla ihracat yapmıyoruz. Yavaş büyümeleri sayesinde de enerji, emtia ve hammadde fiyatları çok hızlı artmıyor. Yönetimin enflasyonu ve dış açığı düşürmeye çalıştığı dönemde bunların fiyatlarının artmaması işimize yarıyor. Öte yandan ithalat da dolar cinsinden azalıyor” diye konuştu.

Hakan Kara, Türkiye’nin ihracat pazarlarına bakıldığında bu ülkelerdeki büyümenin Türkiye için potansiyel dış talep anlamına geldiğini belirterek, “Mevcut programın başarısı için ihracat tarafının toparlaması lazım. Şu an zayıf gidiyor çünkü hem dış dünya hem de döviz kuru zayıf” dedi.

“TÜRKİYE’NİN KENDİ BAHÇESİ DAHA ÖNEMLİ”

Türkiye’de yaşanan gelişmeler konusunda da Kara, dünyadaki gelişmelerden ziyade Türkiye’nin kendi bahçesinin düzelmesinin daha önemli olduğunu vurgulayarak, “Yeni ekonomik dönem bir yıldır devam ediyor. Yüksek faize geçiş şirketlerin iş yapama şekillerini değiştiriyor. Borçlanması yüksek şirketler zorlanırken öz kaynak ile devam edenler daha rahat devam ediyor. Türkiye dış finansman sorunu yaşamıyor. Ciddi girişler var ama faiz için geliyorlar. Böyle bir giriş olunca da Merkez Bankası döviz rezervlerini aktif bir şekilde  yönetiyor. Şu anda   bir taraftan döviz kuru yumuşatılmaya bir taraftan da rezerv biriktirilmeye çalışılıyor. Yerel seçimlerden bu yana muazzam bir birikim oldu. Dış pozisyonda iyileşme var, risk primimiz düşüyor. Son 10 yılda ilk kez kredi notumuzu artırdılar. Mevcut programa sadık kalınırsa önümüzdeki yıl yine not artışı gelebilir. Ama yatırım yapılabilir seviyeye gelmek için çaba göstermek gerekecek” diye konuştu.

''SANAYİ TARAFINDA YAVAŞLAMA VAR''

Finansal piyasalarda yaşanan gelişmelerin reel sektöre yansıması konusunda ise Hakan Kara, “Orada şu an sert bir iniş yok. Net ihracatın payı artıyor ama bunun sebebi ithalattaki düşüşten kaynaklanıyor. İhracatın artması lazım ancak sürdürülebilirliği konusunda soru işaretleri olsa da genel olarak sert bir yavaşlama yok. Sanayi tarafında bir yavaşlama var. Sebebi de TL’nin nispeten değerli olması. Öte yandan biz hem üretip hem de ithalat mı yapıyoruz yoksa üretmeden ithalat mı yapıyoruz. Bu konuda en güzel gösterge tüketim malları ithalatında yaşanan artış. Reel anlamda üretim durağanlaşırken ithalat artmaya devam etmiş. Bu politika uzarsa sıkıntı yaşayabiliriz” uyarısında bulundu. Sanayi tarafının iyi gitmediğini bir daralmanın yaşandığını anlatan Kara, bunun temel sebeplerinin ise  dış dünya ve kur olduğunu söyledi.

''GÜVEN VE BEKLENTİ MESELESİ ÇOK KRİTİK''

Yine şu an yaşanan en büyük zorluklardan bir diğerinin kamuoyunun beklentilerinin henüz iyileşmemesi olduğuna dikkat çeken Kara, “Finansal sektör epey iyimser tarafa döndü ama kamuoyu o kadar iyimser değil. Politikaların sürdürülebilirliğine ilişkin tereddütleri var. Beklentileri iyileştiremezsek enflasyon ile mücadelede bir maliyet olacak. Bu da uzun sürecek. Güven ve beklenti meselesi çok kritik” diye konuştu.

Kurun dizginlenmeye devam edileceğini de belirten Kara, bunun öngörülebilirliği artırsa da ihracatçı açısından iyi olmadığını belirtti. TL’nin sanılanın eksine çok pahalı olmadığına da dikkat çeken Kara, “Dünyaya göre son iki yılda çok hızlı pahalandı ama aşırı da değiliz. Herkes son iki seneye bakıyor. TL değerli ama bıraksan 50-60’a gidecek bir dolar kuru yok. TL değerli ise turizm harcamaları neden hala artıyor. Reel kura bakıldığında ihracatçıları çok mutlu eden bir görünüm olmayacak. TL bir müddet daha yatay kalacak. Önümüzdeki yıl ikinci yarından itibaren tersine dönüş olabilir. Kısa vadede bir dengelenme, normalleşme süreci yaşıyoruz ama para politikası uzun süre sıkı kalacak. Borçlanma maliyetleri hızlı düşmeyecek. Bu aşamada yumuşak iniş senaryosu temel olacak. Sert bir iniş beklemiyorum. Türkiye’nin mali bir kapasitesi, ekonomiyi destekleme potansiyeli var. En önemli konu programın sürdürülebilirliği. Ben kısa vadede iyileşmenin devam edeceğini düşünüyorum. Bu dönemde kamunun harcamasının daha fazla olması, kurumsal düzenleme tarafında adımlar atılması ve dış dünyanın desteği çok kritik” diye konuştu.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.