Çilingir Aşıklar Zamanı
Aşıksanız usta bir çilingirdeki özelliklere sahip olmak işe yarayabilir.
Kalpler kilitli, anahtarlar kayıp.
Hani evden çıkarken şöyle bir seremoni var:
Şak,şak,şıkır,şıkır….
Anahtarları şıkırdatıyor ve kapılarımızı bir değil, iki değil, anahtar ne kadar dönerse o kadar kez kilitliyoruz ya…
Bir aşk bittiğinde de kalplerimiz böyle otomatik kilitleniyor.
Şak,şak,şıkır,şıkır kaç kez kilitleniyorsa o kadar kez kapanıyor girişler….
En çok istediğimiz şeylerden biri aşık olmak.
Aşkla akmak.
Kalbimizin bir değişik çarpması,
Karnımızda kelebeklerin uçması,
Gençleşmek, güzelleşmek,
Ortada bir şey yokken gülümsemek,
Önümüze gelene selam vermek,
Kalbin genişlemesi,
Hayatımızın güzel olması.
Hayat bu yaaa! Hissi ile saçlarımızı savurarak, hop hop hoplayarak yürümek.
Bunları hissetmek için birinin bizi sevmesini bekliyoruz. İnsan sevince ve sevilince kilitleri açılıyor.
Şak, şak, şıngır, mıngır !
Evde, yuvada olmanın güveni.
Köhnemiş kilitlerimiz bu buluşmaya engel. Eski aşklardan kalan yaralardan sonra kapanıyor kalpler çelik kapılar gibi…O mekanizmayı otomatik hareketler açamıyor. Güven lazım, his lazım. Ustalık lazım. Konu duygular olunca ezberle kapanan kapılar ezberle açılmıyor.
Ezber bozacak aşıklar lazım.
Her kapının her anahtarla açılmaması gibi bir hal.
Her kilitli kalbin çilingir ustası o kalbe özel.
Her aşkın şıkırtısı, çarpıntısı o aşka özel.
Kilitli kalplerimiz çilingir aşıkları ile buluşsun.
Kalplerimizin şıkırtısı aşkla coşsun!
Zülfü Livaneli’nin “Ada” şarkısındaki gibi:
“Dünyayı güzellik kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey”
