TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Otomatik Pilottaysan Katil Uşak Değil Sensin

Yazının Giriş Tarihi: 15.09.2021 12:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.09.2021 12:04

Ben bunu ne zaman yaptım?

Çaydanlığın altını ne ara kapattım?

Cep telefonunu çantama ne ara attım?

Ben bu hale ne ara geldim?

Çoğu zaman otomatik pilotta yaşıyoruz. Bu ne demek? Gün içinde onlarca kararı farkında olmadan alıyor, yerine getiriyor, yaşıyor ve geçiyoruz.

Günlük hayatta başarma azmi ile koşuştururken hepimiz yapma güdüsü ile hareket halindeyiz. Endişe, kaygı, korku, sıkışmışlık hali, zamansızlıkla kol kola vermiş bir maratonumuz var. Çok yoğunuz.

İçten içe derin kaygılarımız ve korkularımız var. Bunun ya farkında değiliz. Ya da yüzleşmeye yanaşmıyoruz.

Oysa hayatı farklı yaşayanlar da var. Onların farkında mıyız? Onlara katılabilir miyiz?

Onlar dingin bir zihinle yaşar. Sorumluluklarını tıkır tıkır yerine getirir. Vaktini kendine keyif veren uğraşlarla taçlandırır. Kendini ve başkalarını yargılamaz. Tüm bunları nezaketle hayata geçirir. Onlar farkındadır ! Farkındalıkçıdır.

Farkındalığı yüksek olanları sakinlikleri ile tanıyabilirsiniz. Faydalıyı faydasızı ayırma konusunda taktikleri vardır. Hayatları, çevreleri sadedir. Yaptıklarının bilincindedirler. Yapmadıklarının da öyle. Çünkü otomatik pilotları devre dışıdır. Canlı ve huzurludurlar. Hayatlarının sorumluluğunu almış ve gereğini yapma konusunda irade göstermişlerdir.

Somutlaştırmak için hayattan bir örnek verelim: Diyelim ki sorunlu bir ilişkiniz var. Bu eş, çocuk, akraba, iş arkadaşı veya ortak, sevgili vs.. her şey olabilir. Süregelen sorunlu bir durum söz konusu. Farkındalık sahibi kişi bu durumu fark ettikten sonra olayın kendisi ile ilgili kısmını tanımlar. Bu ilişkide "benim rolüm ne" " sorunun ne kadar parçasıyım? Hangi duygulara girip çıkıyorum?" İlişkinin her aşamasında durur ve kolaçan eder.

Anlaşmazlık var. Dur. Fark et. Duygu ne tanımla? Dur. Kendi duygunu tanımla. Kabul et. Beklentisiz bir şekilde durmaya devam et. O ruh halindeki kendini kabul et. Kendini anla. Gereğini yap.

Bu durum iki satırla ifade edilir. Ancak insanın kendi duygularını fark etmesi, dahası tanımlaması ve kabul etmesi epey emek isteyen kısmıdır. Gereğini yapma aşaması da öyle. Kendini yeniden programlaman gerekebilir. İlişkinin normalleşmesi için kendi payına düşeni görmek ve gereğini yapmak, isteklerinle ters düşebilir.

Fark ettiğin an otomatik pilotun devreden çıkar. Bilinçli halinde görmeye başlarsın. Bu eşsiz bir özgürlük, bir o kadar da can acıtıcı yüzleşme anıdır.

Çoğu zaman görürsün; otomatik pilottayken aldığın kararlar, sarf ettiğin sözler senin hayatındaki anlarını katletmiştir.

"Ben bu ana ben bu aşamaya ne ara geldim?" Sorusunun yanıtı buradadır.

Otomatik pilot bizi hayatta tutar, öğrendiğimiz şeyleri hatırlar ve hayatımızı kolaylaştırır. Bisiklet kullanırken, araç sürerken otomatik pilot işimize yarar. Bir kaza anında hayatta kalacak kararı vermek için de otomatik pilotu kullanırız. Ancak sürekli otomatik pilotu devreye almak, gerçek bizi, hayattaki neşemizi, enerjimizi alır götürür. Neyi sevdiğimizi bile unuturuz.

Bir süre sonra ne istediğimizi bilmeyiz. Karar veremeyiz. Başkalarının kararlarına kalırız. Kendi hayat sorumluluğumuz uçup gidiverir....

Otomatik pilot sürekli devredeyse, katil sen olursun. Hayatını, ilişkilerini katletmiş, zamanını harcamış ve kim olduğunu bilemeden ortada kalmışsındır.

Aynı olaylar ve aynı kişilerle benzer sorunlar içinde yaşam mücadelesi veriyorsan kendi katilin sensindir.

Yeniden fark etmek ve kim olduğunu bulmak için izleyeceğin yol nefesindir.

Nefes farkındalığın basamağıdır ve seni anda tutar.

Nefes alıp, kendini ana getirdiğinde fark etmeye devam edersin. Fark ettikçe hayatının sorumluluğunu alır, hayatını gerçekten istediğin gibi yaşarsın.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.