2020 ne de havalı başlamıştı görüntünsüyle...İki tane 20 yan yana çok özel ve mucizevi bir yıl olacak hissi veriyordu herkese... 2020 içinde birçok felaketi barındıran garip bir yıl oldu. Bazıları için fırsatları, yeni adımları, yeni kararları, yeni başlangıçları başlatırken, bazıları için de maddi ve manevi kayıplarla doluydu. Ne olursa olsun yaşandı ve bitti diyerek yeni bir yıla girecek olmanın heyecanıyla dopdoluyuz şimdi...
Oysa bizim yaşlardakiler için daha dün gibi 2000 yılına, milenyuma girişimizi beklediğimiz yıllar. 2000'e girdik ve hızla geçen yıllar bizi 2020'ye getirdi bile...Genel olarak 2019 da pek iyi geçmediği için tüm dünya halkı 2020 güzel gelecek umuduyla girdi yeni yıla.
2020 ülkemiz için güzel başlamadı. İdlib'de verdiğimiz şehitlere, Elazığ depreminde kış ortasında göçük altında ölen, sokakta evsiz kalan insanlara üzülürken Türkiye'nin farklı şehirlerinde depremler olmaya ve milyonlarca insan sallanmaya ve korkmaya başladık. Yıllardır beklenen büyük İstanbul ve Bursa depremi senaryoları konuşulmaya başlandı, bütün bir yıl deprem haberleri eksik olmadı. 28 Ekim'deki İzmir depremi felaketi ile yine yıkıldık, üzüldük.
2020 başında Çin'de Wuhan'da başlayan Korona virüs salgınını televizyondan izlemeye başlamıştık. Ekranda gördüğümüz maskeli insanlara, boşalan sokaklara, 48 saattir uyumayan doktorlara hemşirelere bakıp üzüldük birgün bizim de bu hale geleceğimizi düşünmeden ...
Aslında bu seyrettiklerimiz 2020 yapımı korku filminin fragman gösterimi; daha başlangıç sahnesiymiş. Wuhan bu hastalığın başlangıç noktası, bu korku filminin de ilk sahnesinin çekildiği yermiş meğerse... Sonra bu film dünyanın her ülkesinde, her şehrinde çekilmeye başlandı. Türkiye'de de hepimiz bu korku filminin içinde rol alarak hem yaşadık hem seyrettik. Film tüm oyuncularına ve seyircilerine korku, endişe, çaresizlik, içe dönüş, hayatı ve kendini sorgulamayı vaat ediyor.
Mart ayından bu yana neredeyse 9 aydır virüsle mücadele ediyoruz. İnsanoğlu elbet kazanacak bu gözle görülmeyen minik virüsle savaşı . Önemli olan savaş bitince mücadelemize kaldığımız yerden coşkuyla ve heyecanla devam etmek. Belki aynı kişiler olarak hayata devam etmeyeceğiz ama daha olgun ve sabırlı olacağımız kesin. Daha kötüsü de olabilirdi deyip şükretmek ve sahip olduklarımızla yola devam etmek yapılacak en güzel şey...Unutmayalım iyi günler de kötü günler de yaşanır ve biter...
Yeni olan her şey bizi heyecanlandırır, umutlandırır. Yeni yıl da hepimizi umutlandırıyor, yeni hayaller kurdurtuyor. Hayal kırıklığı yaşamamak için 2021'e çok da büyük misyon yüklememek lazım, yeni gelen bir yıl sihirli değnek gibi hayatımızı değiştirmeyecek . Bizi değiştirecek olan yeni bir başlangıç, yeni bir düşünüş şekli, yeni bir heyecandı. Yeni yıldan beklentilerimizin gerçekleşmesinin bizim düşündüklerimize ve en önemlisi de eylemlerimize, çabalarımıza bağlı olduğunu unutmayalım.
Daha sağlıklı, daha konforlu, daha eğlenceli, daha mutlu, daha sevgi dolu bir hayatı hak ettiğimize yürekten inanalım ve bu hayatı yaşamak için 2021'de elimizden geleni ardımıza koymayalım. Hani derler ya posta pulu gibi hedefine yapışacaksın...Siz de hedeflerinize posta pulu gibi yapışın ve 2021'e gelene kadar adresinize mutlaka ulaşın. Yolunuz açık, yolculuğunuz keyifli olsun.
"2021 sen bize sağlık getir, hayattaysak gerisini elde edecek inanç hepimizde var..."
Sevgiyle kalın.