TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Antroposen Çağı: İnsanlığın Trajikomik ve İlginç Etkisi

Yazının Giriş Tarihi: 22.03.2024 16:38
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.03.2024 16:38

Bilim insanları "Antroposen" çağının sinsi bir şekilde başladığını söylüyorlar. Bu çağ, insanların dünyayı kontrol etme sürecini resmen başlattığı zaman. İnsanlar, doğal kaynakları tüketme yarışında birbirleriyle yarışıyorlar.

O büyük yok oluşlarla ilgili olayları hatırlıyor musunuz? İşte, dinozorlar için asteroid partisi, Neandertallerin, Homo sapiens'le olan tuhaf kavgası ve tabii ki, şu zamanın klasikleri; "Buzul Çağı Çok Soğuktu" ve "Volkan Patladı, Evin İki Blok Ötesine Kül Yağdı!" gibi. Ama işte şimdi, tüm bu trajikomik olayların üstüne sahneye “Antroposen” çıkıyor! Yani, insanların dünyayı yönetme ve yok etme becerilerini de geliştirdiği çağ.

Şimdi şöyle bir geçmişe bakalım, 4,5 milyar yıl yaşında olan dünyamızın neler görüp geçirdiğine, başından neler geçtiğine belki de ilk defa dünyanın merkezine kendimizi koymadan bakalım. Neler yaşamış bu dünya? Kaç kere düşmüş ama yeniden kaç kere doğmuş? Dünya tarihinde 5 kitlesel yok oluş var. Hepsi olağanüstü yok oluşlar. Ama tarihteki en büyük yok oluşlar; hep doğanın kendi kendini yok etmesiyle başlamış.

Şimdi bir de insanoğlunun 200.000 yıllık kısa tarihine bakalım. Elbette hiçbir şeyden geri kalmayan insanoğlu, bundan da geri kalacak değildi. Sanayi devrimiyle birlikte, insanoğluda dünya yok oluş döngüsüne kendi parçasını eklemiş oldu. İnsanlığın doğal kaynakları kullanma şekli ve miktarı dramatik bir şekilde değişmişti. Fosil yakıtların yaygın kullanımı, atmosferdeki karbondioksit seviyelerini artırmış, iklim değişikliği gibi küresel çevresel sorunlara yol açmıştı. Ormanların yok edilmesi, habitatların kaybı ve türlerin yok olması, doğal ekosistemlerin dengesini bozdu. Toprak erozyonu ve su kirliliği ise tarım alanlarının verimsizleşmesine ve içme suyu kaynaklarının kirlenmesine neden oldu. Sonuçta, insanlık Dünya’ya sadece çılgınca bir şekilde etki etmekle kalmadı, aynı zamanda tüm jeolojik ve biyolojik sistemleri karıştırdı. İşte, Antroposen çağı denilen şey tam olarak bu!

Hadi biraz daha ayrıntıya girelim. Bu çağ, Dünya üzerindeki etkimizi artırdığımız zamanlar olarak kabul edilir. Daha fazla insan, daha fazla sanayi, daha fazla araba, daha fazla tüketim... Sonuç olarak, daha fazla karbon salınımı ve daha fazla sera gazı!

Bu çağ, tam anlamıyla bir korku/komedi filmi senaryosu gibi karşımıza çıkıyor. Biyolojik çeşitlilik kaybı, toprak erozyonu ve su kirliliği gibi eğlenceli şeyler, sanki dünya bir gösteriye hazırlanıyor gibi! Dünya nüfusu artarken, doğal kaynaklar da tükeniyor ve gezegenimizin çığlıkları yükseliyor. "e haliyle bakalım, buradan nasıl sıyrılacağız?" diye düşünmeden edemiyor insan!

Ancak, endişelenmeyin, bu trajikomik hikayenin sonunda umut var! Sürdürülebilirlik, sanki gezegenin kendi stand-up gösterisi gibi. Neyse ki; insan zeki bir varlık ve yok etmesinin yanında çözümü de bulabiliyor. Bu çağ, aslında insanlığa gezegenimizde daha dengeli bir yaşam biçimi geliştirme fırsatı sunuyor. Ancak bu, küresel çapta bir çaba gerektiriyor. İnsanlık, artık daha yeşil ve temiz bir gelecek için adımlar atmaya başlıyor. Evet, belki de "biraz daha az çöp atalım, attıklarımızı ayıralım" veya "bisiklete biraz daha fazla binelim", "yenilenebilir enerjiye geçelim, fosil yakıtı bırakalım" gibi şeyler yapmak zorunda kalacağız, ama sonunda hepimiz için daha iyi olacak! Bu durumda dünya insan kaynaklı yok oluşun eşiğinden dönebilecek! Haydi, geleceğin komik ama başarılı yok olmama hikayesini yazmaya başlayalım!

Bu hikayeyi yazarken bana sormak istediğin tüm sürdürülebilirlik konularını yoldasbusra2404@gmail.com ten sorabilirsin.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.