3.bölümde sürdürülebilir kalkınmayı yakalamak için altı altın anahtardan bahsetmiş ve tüm yeşil karavan duraklarında şöyle bir soluklanmıştık. Bu altı anahtarla kapıyı açacak olan devletlerin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları' na (SDG) nasıl yaklaşması gerektiğini tartışmak önemli. Şimdi, bu konuyu stratejik ve etkili bir şekilde ele alalım.
SDG’ler ve Karmaşık İdari Yapılar
SDG'lerin gerektirdiği dönüşümler uygulanırken farklı idari birimlerin yetki alanları çakışacaktır. Şehir idareleri, bölgesel idareler, eyalet hükümetleri, ulusal hükümetler, Avrupa Birliği ve Afrika Birliği gibi hükümetler üstü yapılar ve dünya anlaşmaları gibi birçok otorite olacaktır. Düşünün! Söz konusu olan tek bir devlet değil, birbiriyle etkileşim içinde olan çok sayıda devlet! Bu da demek oluyor ki işler daha da karmaşıklaşacak. Tüm bu karmaşıklıkta, SDG konuları milli planlama sürecine, özellikle kamu yatırımları ve hizmetlerinin planlanmasına nasıl dahil edilecek?
2030’a Dönük Bir Yolculuk
Şimdi biraz "art görü" yapacağız. İnsanlar yaşamları boyunca ön görü yapmaya alışmışlardır ve bugünden başlayarak geleceğe hedefler belirlerler. Ancak bu sefer işler tersinden gidecek ve ileriye dönük tahminin tersine çalışacağız. Önce şu soruyu soralım: "2030'da nerede olmalıyız?" Buradan geriye doğru gelerek, nasıl ulaşılabileceğimizi sorgulayalım.
Örneğin, 2018 yılında % 20 olan bir SDG parametresini ele alalım. Bu, ortaokulu bitiren çocukların oranı olabilir, fosil yakıt yerine yenilenebilir enerji kullanım oranı olabilir. 2030 yılına geldiğimizde bu oranın % 100 olmasını istiyoruz. Peki, bu hedefe nasıl ulaşacağız?
Planlama ve yatırım konularına geçmeden şu videoyu da izleyelim. Hem biraz enerjimiz artsın hem de sürdürülebilirlikten bahsedip de buna yer vermemek olmaz.
https://www.youtube.com/watch?v=0UKErkrS5FY
Planlama ve Yatırım Stratejileri
İşlerin her zamanki gibi devam etmesi durumunda, % 10 'luk bir sermaye birikimi ve % 4'lük amortismanla yıllık % 6'lık bir büyüme elde ediyoruz. Ancak bu, 2030 yılında % 100 hedefine ulaşmak için yeterli değil. Art görü tekniğiyle, yıllık % 14 'lük bir büyüme oranına ihtiyaç duyduğumuzu anlıyoruz. Yani, mevcut sermayeye göre yatırım oranının % 18 olması gerekiyor.
Devletlerden, şirketlerden ve sivil toplumdan beklenti, SDG'leri sadece hoş hedefler olarak değil, 2030 için gerçekçi hedefler olarak görmeleri ve "2030 yılına geldiğimizde bu amaçları gerçekleştirmiş olmak için ne yapmamız gerekir?" sorusunu sormalarıdır.
Hükümetlerin Perspektif Değişimi
Geldik en zor kısma: hükümetler genellikle bu şekilde düşünmez. Politikacıları ve seçim süreçlerini hatırlayalım. Tüm hükümetler ve yetkilileri "Gücün her zaman bende olmasını istiyorum, seçimleri kazanmak istiyorum, koltuğu bırakmak istemiyorum" derler. Ancak SDG yaklaşımı, bunlardan oldukça uzaktır ve hedef odaklıdır. Zaman kısıtı vardır ve sayılara dökülebilir.
Başarı Hikayesi: Çin
Şimdi iç sesimiz yükseliyor değil mi? Bunu yapabilen var mı? Ütopya değil mi bunlar? Muhtemelen ilk akla gelmeyecek ülkelerden biri, dünya tarihinin en dramatik ve modern çağın dikkat çekici ekonomik hikayelerinden biri olan Çin, son zamanlardaki en başarılı hedef odaklı kalkınma örneğini oluşturmuştur. Çin, planlamaya ve hedefe yönelik yaklaşımıyla önemli başarılar elde etti. Şu anda 13. Beş Yıllık Plan programını uyguluyorlar. Bu planda, ülkenin inovatif kapasitesini artırmak, kırsal kesimle şehirler arasındaki gelir farkını kapatmak, doğayı korumak gibi hedefler var. Bu hedeflerin içinde elektrik şebekesine, eğitim sistemine, karayolu ağına ve sağlığa büyük yatırımlar var. Çin’de bunların hepsi Ulusal Kalkınma Planı Kurumu ve Reform Komisyonu (NDRD) tarafından yönetiliyor.
Çin/ Liuzhou kentinde yer alan “Liuzhou Orman Şehri”, 175 hektarlık alana kurulacak bir toplu konut projesi.
SDG’lerin Zorunlu Kıldığı Uzun Vadeli Planlama
SDG'lerin özelliği, devletleri beş yıl, hatta daha ileriye bakmaya zorlamasıdır. Ekonominin tüm alanlarını planlamamız gerekmiyor. Merkezi planlama yapmıyoruz. Ancak devlet yatırımları, kamu hizmetleri ve serbest piyasa düzenlemelerinde dikkatli bir art görü çalışması yapılması, nerede olmak istediğimizi sorgulamak ve buna göre bir yol haritası çizmek, başarılı bir SDG planlamasının özüdür.
2030'da istediğimiz yere varmak için şimdiden adımlar atmalıyız. Şehir ışıkları altında parlayan geleceğimizin, bugünden inşa edildiğini unutmamalıyız.
Tüm sorularını cevaplamam ve bu yolculukta size eşlik etmem için yoldasbusra@yahoo.com.tr