TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

8 Hart

Yazının Giriş Tarihi: 08.03.2023 10:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.03.2023 10:09

Yok yok, yazım yanlışı aramayın, 8 Hart yazdım gerçekten.

Biraz sert bir yazı olacağını söylememe gerek kalmasın. İngilizce gibi de düşünebilirsiniz “hard” filan diye yooo o da değil. Direkt Hart. 8 Mart yazacağım.

Buramıza kadar gelen şeyleri dökmek için güzel bir gün 8 Mart.

Madem Dünya Kadınlar Günü. Eteklerdeki taşlar dökülsün!

Bir kere günün kaynağı ne hatırlayalım: 1850’li yıllarda kadın işçilerin daha iyi koşullarda çalışmak ve haklarını alabilmek için yürüttükleri mücadeleye dayanıyor. Grev sırasında bir iddiaya göre kendiliğinden, bir başka iddiaya göre kundaklama sonucu yangın çıkıyor ve yüzden fazla kadın ölüyor.

Ne var? Hak arama mücadelesi.

Ne olmuş? Ölüm.

Nasıl? Yanarak, boğularak.

Aradan neredeyse iki koca asır geçmiş.

Günümüzde kadınların durumu ne? Eşit işe eşit ücret var mı?

Yaşadığımız coğrafyada hakkını arayan, hem de sadece yaşam hakkını arayan kadınların başına neler geliyor?

Gözlerimizi kaçırmaya çalıştığımız, kalbimizi parça parça eden ölümler…

Çocuklarımız ya çocuklarımız! Başlarına gelmeyen kalmadı.

Kadını aciz gören, kadını namus olarak algılayan kendine ise her şeyi mübah sayan anlayışa artık yeter!

Hart hurt hallerinizden fenalık geldi.

Kadın hep ateşte. Hep yanıyor.

Kadın hep toparlamakla, yoktan var etmekle yükümlü.

Savaşta olan kadınlarla çocuklara oluyor.

Krizde aynı. Felaketlerde aynı.

Deprem bölgesinde binlerce çocuk doğdu.

Şartlar malum.

Yok. Yok. Yok.

Yokluk içinde var etme görevini ver kadına.

Yak, yık, devir, kır, dök.

Gerçekten hart hurtunuz yetti.

Kadın ateşte. Kor kor yanıyor.

Hart hurt zihniyetine Buket Uzuner’in “Ateş” kitabından kıvılcım fırlatıyorum.

“Ateş sadece düştüğü yeri yakmaz.

Ateş, acısıyla düştüğü kişinin ve onu sevenlerin kalbini de kavurur.

Ateş, yangınıyla düştüğü yerin çevresini ve geleceğini yakar.

Aynı ateş, ışığıyla düştüğü yerden hiç beklenmeyecek kadar çok uzakları aydınlatır, karanlıkta gizlenen kötülükleri apaçık ortaya çıkartır. Ateş yakar, ateş yıkar ama ateş pırıl pırıl ışıldatır.

Ateşin yarattığı zarar ve yararlar ancak o söndüğünde anlaşılır.”

Sakın bu 8 Mart’ta bize çıtkırıldım laflar edip çiçek uzatmayın!

Bu ülkenin her metrekaresindeki kadının yaşı silinene kadar, her bebesi doyup ısınana kadar yanımıza bile yanaşmayın!

Evsiz bir depremzede başını sokacak bir çatı bulana kadar,

Temiz su, tuvalet, yeterli yiyecek, yeterli hijyene ve güvene erişene kadar kor kor yanıyoruz. Har har harlıyoruz.

8 Hart olmuşuz anlayın.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.