TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bayram Gelmiş Neyime?

Yazının Giriş Tarihi: 06.07.2022 09:17
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.07.2022 09:17

Birkaç gün sonra bayram.

Bayramların şöyle bir repliği var hepimiz aşinayız.

“Nerde o eski bayramlar?”

Sanırım ilk kez bu kadar gerçek bir tonda söylenecek bu kez.

Sizi bilmem ama kişisel tarihimde yakınlarımın vefat dönemlerine denk gelen bayramlardan sonra en acı bayramları yaşadığım dönem.

Neden bahsettiğimi herkes biliyor.

Lafı uzatmayacağım. Tahammül olarak da sınırı aşmış durumdayız.

Olumsuz duyguların altındayken mizaha çok ihtiyacımız var.

Kendi mizah anlayışıma göre geliştirdiğim son yöntem şu:

Baş parmağımda kırmızı oje var. Trafikteki taşıt giremez işareti var ya. Onu yapıyorum oje ile.

Olumsuz bir ruh haline girdiğimde parmağımı yukarı doğru kaldırıyorum.

Dur bakalım! Taşıt giremez. Bu hareketi yaptığında yani baş parmak yukarıda olduğunda dünyanın pek çok yerinde aynı anlama gelen bir durumdasın. Yani kendi kendine “her şey yolunda tatlım! Devam et!” Diyorsun. Tatlı tatlı.

Olumsuz duyguyu fark edemediğimde yani duramadığımda orta parmağımdaki taşıt giremez işaretini kaldırmaya niyetlendim. Olmadı. Yani evde oluyor ama toplum içinde böyle bir yöntem başa bela. Şimdi bu gergin ortamda kime anlatacaksın? “Şey ben bunu duygu kontrolü için yapıyorum. Bu kendi mizahıma sığınmak”

Yok. Vazgeç.

Baş parmak iyi.

Olumsuz duyguda duramadığında diğer baş parmağı aşağı indirirsin olur biter.

Çooook ve de büyüüüük  sıkıntılar üstümüze üstümüze geliyor.

Zorluklarla nefesimiz sekteye uğradığı için dardayız.

Önce nefesimi açmaya gayret ediyorum.

Olumsuz bir düşünce içinde olduğumu fark eder etmez deriiiin bir nefes alıyorum. Dudaklarımı büzerek sabırla, sakince dışarı üflüyorum.

Önce hiçbir şey değişmiyor.

Israrla bunu tekrar ediyorum.

Biraz olsun rahatlayıp kendime alan açana kadar bir sürü nefes tekniğini deniyorum.

Bir burun deliğinden al, öbüründen ver.

Olmadı mı başka bir nefes egzersizi.

Olmadı mı? Nefes ile vücut egzersizlerini birleştir.

Yine mi yok?

Su iç bol bol su iç.

Yine mi olumsuzluğun saldırısı altındasın?

Hareket et.

Elini kolunu salla. Bacağını kolunu çek bırak.

Hareketli bir müzik aç.

Ona eşlik et.

Dışarı çık, yürü yürü yürü.

Gökyüzüne bak. Bulut, yağmur, güneş, kuş, drone veya her ne gördüysen biliyorsun ki orada kalmayacak. Değişecek.

Tıpkı senin durumun gibi.

Gelip geçecek.

Bazen sen bir şey yapacaksın.

Bazen de hiçbir şey yapmayacaksın.

Geçecek.

Geçene kadar sen var olan durumda oradan oraya savrulmadan kendin olabilir misin?

En korktuğun olumsuz şıklar da dahil bütün olasılıkları kabul edebilir misin?

Sonsuuuuz seçenekler gökyüzü gibi boşluk sunuyor. Bu boşlukta kendini her halinle sevebilir misin?

En çaresiz, en ümitsiz, en korkmuş halinin yanında durabilir misin?

Durabiliyorsan alem sana hayran, hayat sana bayram.

İyi bayramlar.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.