TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Beklentiler ve Gerçekleşmeyenler

Yazının Giriş Tarihi: 04.01.2023 09:21
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.01.2023 09:25

Olmasını istediğimiz şeyleri bekleriz

Ne inci ama!

Elbette bekleriz ne var bunda?

Buraya kadar bir şey yok. Mesele olmadığında başlıyor.

Yeni yıldan sağlık, mutluluk, huzur, bolluk, barış bekliyoruz.

Sevdiğimizden bizi anlamasını ve isteklerimizi yerine getirmesini,

Çocuğumuzdan başarılı ve uyumlu olmasını,

Patrondan zam,

Arkadaştan ilgi,

Vücudumuzdan genç ve enerjik olmasını…

Yediklerimizden bile beklentimiz var: “İstediğim kadar yiyeyim ama kilo yapmasın!”

Sosyal medyadan beğeni,

Siyasilerden çözüm,

Toplumdan aklını başına almasını,

Hele hele dünyadan çok büyük beklentimiz var. Her ne yaparsak yapalım bizi hoş tutmasını bekliyoruz.

Kendimizle ilgili beklentilerimize burada hiç girmeyeyim. Başka yazının konusu olsun.

Saçımızın telinden ayak tırnağımıza kadar bir sürü beklenti!

Hele kalbimize yüklediğimiz beklentilerimizi hangi vinç taşısın?

Kalp civarınızdan ‘sobalı evde soğuk bir günde içine sıcak çay dökülmüş ince belli gibi’ çıt çıt sesler geliyorsa hayal kırıklığı yaşıyorsunuzdur.

Onun için moraliniz bozuk olabilir. Enerjisizlik ve isteksizliğinizin nedeni muhtemelen çıt çıt kalptir. Beklentilerle ilgili düzenleme ihtiyacı vardır belki…

Yazıldığı gibi bir satıra sığabilen bir şey olsaydı keşke!

Hayatımızı böyle yaşamayı öğreniyoruz. Oysa hayat bizim yaptıklarımızdan ya da yapmadıklarımızdan oluşmuyor. Bunu kavramakta zorlanıyoruz.

“Bu bunu yapar” “Bu bunu yapmaz” diye bir ezber de yok.

Eee ne yapacağız? Sıkıştık burada!

Hiç mi beklemeyeceğiz. Böyle bir şey mümkün mü?

Olmasını istediklerimiz için emek vereceğiz. Boş boş beklentiye de girebiliriz tabi seçim bizim.

Olması için elimizden gelen her şeyi yaptığımız halde olmamasını kabul edeceğiz.

Yani olsa da eyvallah, olmasa da eyvallah. Öyle yalancıktan değil. Harbiden kabul.

Yalancıktan olursa hayat da bizi “yalancıktan yaşatıyor”

Tatsız bir evcilik oyunu gibi oluyor.

Mutluymuşuz gibi ama yalancıktan,

Her şeyimiz varmış gibi ama plastikten.

Beklenti bizi ateş çemberine kısılmış akrep gibi yapıyor.

Bu çembere başkalarının bizden beklediğini düşündüklerimizi de ekliyorum.

Kendi ateş çemberini çizenler böyle bakınca daha bir sıcak basıyor değil mi?

Ah o çemberin kül olabileceği olasılığını görebilsek!

Tek seçenekten beklentisizce çıkabilsek! Sonsuz olasılıklar bizi beklentisizlik okyanusunda seyre çıkaracak. Enginlere kavuşacağız.

Bildiğimizi zannederek ölmek yerine

Bilmediğimizle yaşama cesareti göstersek yeni yaşamımız bizi kucaklayacak.

İşte o zaman olacak.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.