TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Beş Dört Üç İki Bir

Yazının Giriş Tarihi: 24.05.2023 09:57
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.05.2023 09:57

Cumhurbaşkanlığı Seçimlerine 5 gün kaldı.

Nefesler tutuldu. Gözümüz-kulağımız, midemiz-kalbimiz, aklımız-fikrimiz her şeyimizle seçime dönük yaşıyoruz.

Ya herru ya merru duygusu ile yüreğimiz ağzımızda.

Ya batacağız ya çıkacağız bilinci ile sarılmış durumdayız.

Bu arada günler akıyor son sayıyoruz:

Beş, dört, üç, iki, bir. Pazar günü geliyor. Bazılarımız gelmiş de geçmiş gibi sevinçli.

Bazılarımız gelmiş, geçmiş gibi hüzünlü, umutsuz.

Sonucun ne olacağını hiçbirimiz bilmiyoruz.

Gün saymaya devam ediyoruz: Beş, dört, üç, iki, bir. Günler akarken acayip şeyler oluyor.

Bazılarımız seviniyor. Bu durumun kendi görüşündeki kesime güç kattığını düşünüyor. 

Bazılarımız üzülüyor. İşlerin kendi umduğu gibi gitmeyeceğine inanıyor.

Seçim yarışında siyasetin her yüzünü görüyoruz.

Herkesin ses tonu biraz daha yükselmiş durumda.

Televizyonlardan akan tartışma ve suçlama sesleri hayatımızı bir sel gibi önüne kattı.

O yüksek sesler arasında kendi kalp sesimizi duyamadan, değişik duygulara kapılıp sürükleniyoruz.

Geri sayım sürerken olmazlar oluyor, “yok artık” “nasıl olur?” duyguları bizleri kapıyor. Avlanıyoruz. 

Gördüklerimizin başkaları tarafından nasıl algılandığına kafayı takıyoruz.

Böyle bir ortamda kendi merkezinde kalabilmek maharet istiyor.

Tanık olduklarımızın etkisine kapılmadan merkezimizde ve sakin kalabilmek bütün bu olanları o kadar etkiliyor ki…

Ortak bilincimiz, hepimizin geleceği işte burada tam da şu anda bizim yaşadıklarımızla inşa oluyor.

Beş, dört, üç, iki, bir diye sayarken adeta ülkece geleceğimizi roket ateşler gibi koordinatlıyoruz.

Her şeyi bilemeyiz.

Her şeyi yönetemeyiz.

Bir tane oyumuz var. Sandığa gidip oyumuzu atarız.

Aslında bizim işimiz değil -şartlar öyle olduğu için- gider oyumuza sahip çıkarız. Sandık başında oluruz.

Yaşama isteğimize, eşitlik, özgürlük, adalet dileklerimize, çocuklarımız için güvenli bir gelecek umudumuza odaklanırız. Pazar gününe kadar yapacaklarımız bunlar.

Beş, dört, üç, iki, bir diye saydığımız günler sona erdiğinde.

Olan olur.

Son viraja girerken merkezimizde yani kendimizde kalmak ustalık istiyor.

En derin korkumuza; ölümümüze yok oluşumuza çalışıyor mesajlar.

Yaşamda ve anda olalım.

Seçim sonucu ne olursa olsun

Beş, dört, üç, iki, bir son değil.

Üç, iki, bir: Başla!

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.