TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Dişil Enerjinin Şefkati

Yazının Giriş Tarihi: 29.06.2022 09:18
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.06.2022 09:18

Hayatta hepimizin incindiği, örselendiği yerler var. Canımız yandığında başka bir canı gözetmeden önce kendi can acımızla hareket ediyoruz. Tabiatımız böyle.

 Anne şefkati ise ayrı bir şey. Kendi canından can var etmek dişil enerji. Dişil enerjinin aktif hali. Bu enerjinin somut hallerine tanıklık etmek beni memnun ediyor. Kadının kadına el vermesi, desteklemesi müthiş bir enerji. Bir anlamda kendi canından can katmak. Ve kendimizi yeniden var etmek için kadın-erkek hepimizin bu enerjiye ihtiyacı var.

Bursa Mühendis Kadınlar Derneği’nin Dünya Mühendis Kadınlar Günü’nde yaptığı etkinlik mühendislere yakışır verimlilikteydi.

Rengarenk giyinmiş, farklı sektörlerde çalışan, farklı uzmanlıkları olan bir salon dolusu kadın bir araya geldi. Ve o kadınları can kulağı ile dinleyen, destekleyen kadınlar ve erkeklerin buluşması hepimizin içini ısıttı.

İyiliğe ve birlikte hareket etmeye o kadar ihtiyacımız var ki. Bir de desteklenmeye tabi ki. O nedenle BUMKAD’ın, kurulduğu 2019’dan bu yana 3 farklı proje ile 70 kadın mühendise dokunabilmesi, onları desteklemesi harika bir şey değil mi? Bir kız kardeşin bir diğerinin elini tutması, “ben yanındayım” hissini vermesi kime iyi gelmez ki?

BUMKAD Başkanı Ülfet Öztürk, çalışma hayatının ana gündem maddelerinden olup da bugüne kadar açıklığa kavuşamayan bir konuya dikkat çekti.  Çalışma hayatında erkeklerin kadınlardan daha fazla kazanması konusu. Ve neden kadınlar mühendislik bölümünde daha az istihdam ediliyor?

Tofaş İnsan Kaynakları Direktörü Orçun Sarıca’nın paylaştığı veriler dikkat çekiciydi. Türkiye’de 20 ile 64 yaş arasında çalışabilir nüfusun yüzde 49,52’si kadın. Son 10 yıldaki lisans mezunlarının yüzde 55’i kadın. Mühendislik mezunu kadın oranı ise yüzde 28. Bu mezunların sanayide mühendis olarak çalışma oranı ise yüzde 28’in yarısından da az.

Bir de çalışma hayatına giren ve başta annelik olmak üzere çeşitli sebeplerden iş hayatından ayrılan kadınlar var. BUMKAD’ın iş yaşamına dönmek isteyen hem cinslerine yönelik hassasiyeti bence şahane bir anne şefkati. Anne olmuşun da anne şefkatine ihtiyacı yok mu? Ve bu duygusal dayanıklılığı yine dişil enerjiden alması onu daha güçlü var etmez mi?

Teknolojinin de cinsiyet eşitliğini destekleyeceğine ilişkin inancım Ayşegül Şensoy’un blockchain anlatımı ile desteklendi. Meseleyi bir kadının kahvenin nefis köpüğünü hüüüp diye çekmesi gibi anlattı. Keyifli ve pratikti. İstanbul Blockchain Woman Derneği Kurucu Üyesi Ayşegül Şensoy bence şahane bir devrimden söz ediyor. İşte bazı satır başları:

“Blockchain farklı bir kayıt tutma sistemi. Bu sistemle aracıya ihtiyaç duyulmuyor. Blockchain sizin değer transferi yapmanızı sağlıyor. Şimdiye kadar veri transferi yapılıyordu. Artık değerin transferi mümkün. Bu birçok şeyi kökten değiştiriyor”

“Blockchainin özünde demokratikleşme ve eşitlik var. Bu sadece profesyonel hayatta kalmamalı. Toplum, insan, yaşayan tüm canlılar faydasına kullanılmalı”

“İstanbul Blockchain Women’ın kurulma amacı; kadınlar ve kız çocuklarında blockchain teknolojisinin anlaşılması ve yaygınlaştırılması bu alanda istihdam sağlanması”

“Kadınlar ve kız çocukları başta olmak üzere cinsiyet bağımsız herkese cinsiyetsiz bir topluma inanan bireyler olarak blockchain teknolojisini anlatmaya yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Çünkü bu kripto paralardan ibaret olmayan çok daha geniş kapsamlı bir teknoloji”

Daha somutlaştıralım. Kahvemizin köpüğünü hüüüp diye alıp ağzımıza bir de kahvenin yanında iyi giden bir tat ekleyelim.

Ülkemizdeki yangınlardan örnek verdi. Ayşegül Şensoy. O kriz anında blockhain teknolojisi ile saniyeler içinde bir fon yaratılabiliyor. Fonun o anda, ihtiyaç duyulan anda toplanması ve kullanılabilmesi hayati önem taşıyor.  Geleneksel sistemlerde bu süreç ağır işliyor.

Bütün fon toplama dinamikleri blockchaine taşınırsa ne oluyor? Bunun için yurt dışından bir örnek vereyim. Dilimiz yanmasın. Malum kahve içiyoruz. Fon saniyeler içinde toplandığı gibi bunu şeffaf bir şekilde izleyebiliyorsunuz. Yani geleneksel sistemde siz Nijerya’daki kız çocuğuna 100 Dolar gönderiyorsunuz ama sistem gereği o 100 Doların 20 Doları ona ulaşıyor. Aradaki 80 dolar aracılara gidiyor. Blockchain aracılara giden miktarı yüzde 70’e kadar azaltabilecek şeffaf bir altyapı olarak bir başka seçenek olabilir.

Burada Ayşegül Şensoy’un vurguladığı bir şey var ki bence kahvenin gerçek tadı bu. “Teknoloji birçok sorunu çözer. Sizin teknolojiyi kullanarak bu sorunu çözmeye niyetli olmanız lazım”

Son sözü de söyleyip dibe çöken telveyi döküyor ve fincanımızı güzelce temizleyip kaldırıyorum sevgili okur. Ayşegül Şensoy dedi ki:  

“Bugün bizim oy verme ve toplama sistemimiz blockchaine taşınsa son derece şeffaf bir şekilde ilerleyebilir. Dünyada da aynı şekilde. Ama bunun uygulandığı ülkeler bir elin parmaklarını geçmiyor. Burada zihniyeti değiştirmeden teknoloji tek başına sihirli bir değnek olmuyor”

Güzel kahveydi değil mi? Afiyet olsun.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.