TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Gizemler ve İzler

Yazının Giriş Tarihi: 31.08.2021 13:19
Yazının Güncellenme Tarihi: 31.08.2021 13:19

Tarihi bir mekanı gezerken içinizi bir gizem duygusu gıdıklar mı? Yıllaaaar, yüzyıllaaar önce şu dev basamakları kimler arşınladı? Şurdan kimler denize baktı? Şu surlar ne savaşlara göğüs gerdi? Bu meydanlar nelere tanıklık etti? Şu devasa sahnede ne tiradlar çınladı?  Ya şu zindanlarda ne acılar çekildi?

Mezara kazınmış şu sözler hangi zihinden süzüldü? Mermerlere oyulmuş heykeller gerçekten neyi tasvir ediyor?

Bir şişe içinde denizleri aşmış da gelmiş birer mektup gibi hepsi... Bilinmeyen bir zamandan bilinmeyen ellerden çıkıp günümüze gelmiş bizimle buluşmuş esrarengiz mesajlar...İnsanı en çok cezbeden duygulardan biri: GİZEM.

Gizemli işlerin arkasında iz bırakma arzusu var sanki.  Öleceğini bilen, buna rağmen yaşayan bilinçli bir canlının buradan geçtiğine dair bir iz bırakma tutkusu...

Günümüzde her şey apaçık, hatta gerçeklik saçılmış durumda. İçimizi gıdıklayacak bir merak, bir gizem yok gibi. Oysa var. Belki de bunun için bu kadar çok sosyal medyadayız. Sürekli iz bırakıyoruz. İnsan olmanın gerçekliği ile baş etmekte zorlanıyoruz. En büyük gizemimiz hem ortada, hem gizli.

Çünkü en büyük gizem biziz. Kendi dehlizlerimiz.

Sahi biz nerdeyiz? Kaçımız gerçekte nerede olduğumuzun farkındayız? Dahası biz burada gerçekten ne yapıyoruz? Çözülmemiş gizemlerimizle, bildiğimizi sandıklarımıza yapışmış ve kaskatı bir haldeyiz. Sorun şu ki, bildiğimizi sandıklarımız da sürekli değişiyor.

Özet geçelim mi? Çoğunlukla korkmuş, öfkeli, kaygılı, sevgisiz ve hoşgörüden yoksunuz. Yapmadıklarımızın faturasını "zorunluluklarımız var" "hayat böyle dayatıyor" diye geçiştiriyoruz.

Kendimize söyleyemediklerimiz, itiraf edemediklerimizle örülü çevremiz. Eş, çocuk, akraba, komşu, patron, iş, hayat, para, hatta havayı sebep  görüyoruz. Oysa içimiz biliyor: Sebebin de sonucun da biz olduğunu.

Gizem biziz yani. Biz ve dehlizlerimizdekiler.

Dışa baktığımızda yerin yedi kat dibinde kendi inşa ettiğimiz zindanlarımızdayız. İçimize baktığımızda ayaklarımızın altında sağlam yeryüzü, bağrımız ve kollarımız açık mavi gökyüzüne uzanırcasına genişlemişiz.

Nefes alıp verdiğimiz sürece sahnemiz var. Oyundayız. İz bırakma oyununda en anlamlı rolü yapma, hayatı doyasıya yaşama şansımız var.

Yüreğimizden gelen güç ile insan olmanın derdindeyiz.

En büyük gizem biziz. Biz ve kendimizde keşfedemediklerimiz.  

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.