TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yaşam Sevincimizi Nasıl Koruyalım? (1)

Yazının Giriş Tarihi: 16.02.2022 08:50
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.02.2022 08:50

Yaşam şartlarımız çetin.

Gün geçtikçe de çetinleşiyor.

Yaşarken yaşamın yaşanası olduğunu kaçırıyor olabilir miyiz?

Eğer öyle ise buyurun özet geçelim:

İçimiz şişti.

Cüzdanlar indi.

Kavga tartışma gırla.

Kötülük, karanlık basıyor gibi.

Bir şeyler sona eriyor ama ne?

Tüneldeyiz.

Işık görmek istiyoruz.

Daha önce yaptık.

Doğumdu adı.

Karanlık ve sıkışık bir yerden büyük bir efor göstererek çıktık.

Bir halimiz öldü bu doğumda.

Anne karnındaki güvenli, ılık limandan sırlı bir alemden çıktık.

Havadan nefes almayı bile bilmiyorduk.

Balık misali suda yaşayıp gidiyorduk.

İşte bu balık halimiz misali bir halimiz bitiyor.

Çok bunaldığımızda lütfen nefes alın lütfen! Sadece nefes.

Yaşam sevincimiz ilk etapta buna bağlı.

Nefesimize tutunalım o bizi yukarı taşıyacak.

Sonra karanlık bir tünelde olduğumuzu kabul edelim. İnsanız. Karanlık tünelleri biliriz.

Hiç ışık yoksa bile nefes alır veririz.

Nefes alıp verdikçe gayret edecek gücümüz toplanacak. Ha gayret deyip yaşama doğru bir hamle yapmak gerek.

İçimiz kopacak korkudan. Belki hiç yapamayacak gibi olacağız. Belki de yapamayacağız. Buna da kabul vermeyi öğreniyoruz. Tüneldeyiz ya..

Bir de zaman var. O kısım çok acayip. Kendi uydurduğumuz, kendi kendimizi kıstırıp durduğumuz kapanımız: Zamanımız.

Ne zaman bilmiyoruz.

Doğacağız ama ne zaman?

Öleceğiz ama ne zaman?

Tek bildiğimiz yaşama sırasının bizde olduğu, yaşamın da giderek zorlaştığı.

Yaşamak için canlanmak gerek.

Doğa canlanmaya hazırlanıyor vesselam.

Tomurcuklar bin bir renkte patlamaya hazırlanıyor.

Su kökleri, kökler yaprakları besleyecek, bahar gelecek.

Kim kimi besliyor doğa biliyor.

Biz de biliyoruz bizi neyin beslediğini.

Para sanıp yanılıyoruz. Tolstoy yazmıştı vaktiyle. “İnsan Neyle Yaşar” da. “Sevgi” demişti.

Sana neyin iyi geldiğini sen biliyorsun.

Sevdiğin şeylere tutun. Bir de nefesine…

İlk tüneli bitirdin. Bak kaç yaşına geldin.

Sana neyin iyi geldiğini unutmuş olabilirsin.

Önce çırpınmayı bırak.

Dar bir tünelden çırpınarak geçemeyiz.

Süzülebiliriz.

De ki “Bana bu iyi geliyor” emin ol. Süzülüp ilerleyecek bir yoldaş bul.

Bu senin için ailen olur, bir yeteneğin olur, kendine olan sevgin olur.

Başka ne olur dersen ben “farkındalık” derim.

Yani kendini bilmek.

O zaman darlık genişleyecek.

Nefesin akacak.

Ve sen var olacaksın.

Yaşam zorluk değil, güzellikle akacak.

Daha önce yaptık.

Yolumuz açık olsun.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.