TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Zanlıyız

Yazının Giriş Tarihi: 30.03.2022 09:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.03.2022 09:09

Meltem Reyhan’ın bir sözü var: “Zan evreninde yaşıyoruz”

Katılıyorum.

Aşırı derecede zan içeriyoruz. İnsanlık olarak böyleyiz.

Bu genelleme çok acımasız gelebilir.

O zaman buyurun:

Zan treni kalkıyooooor !

Sabah trafiktesin işe yetişme düşüncesi ile trafikte yol alıyorsun. Arkadaki kornaya bastı !

Sen sanıyorsun ki sana bastı bir öfke patlaması! El kol hareketleri başladı mı? Biraz daha fazlası küfür kıyamete kadar varır. Aslına bakarsanız korna ülkemizde çoğu zaman trafik iletişimi değil bir küfür olarak kullanılıyor zaten neeeyseee.. Biz zan anına dönelim. Ne oldu? Aslında zannettin. Aslında o zaten öfkeliydi. Patlayacak yer arıyordu. Hatta belki de sana değil başka bir sürücüye basmıştı kornayı! O doluydu. Sen boştun. O geldi. Yükünü sana boşalttı. Sen boştun onun öfkesini yüklenmiş oldun. Berbat başlayan bir günün iş yerine gidildiğinde nasıl devam edeceğini anlatmaya bilmem gerek var mı?

İkili ilişkilerdeki zanlarımıza bakalım mı?

“Sen beni sevmiyorsun. Sevsen böyle yapmazsın”

İçeride çalışan zan treni diyor ki; “Sevmiyor beni sevmiyor. Benim onu sevdiğim kadar sevmiyor. Sırf peşinden koşayım diye beni aramıyor. Şunu bunu bana gıcıklık olsun diye yapıyor. Öyle yaptı demek ki böyle düşünüyor ”

Böylece tren arkasına bir sürü vagonu takıp gidiyor. Öfke, kuşku, suçlama, değersizlik, beklenti …

Biz de trene bakar gibi bakıyoruz ilişkilerimize… Bir sürü zan eklenince zangır zangır çöküyor ilişkiler.

Zangır zangır bağırıyor hayat. Zannediyorsun dostum! Bir anlamaya çalış !

Anlamadıkça aynı deneyimlerin biraz daha değişik versiyonu geliyor önüne.

Zan ettiklerimiz sanrılarımız oluyor önce…

Sonrada sancılarımız…

Uyanık olduğumuz halde rüyadayız sanki.

Gerçekte olmayan ama bizim var sandıklarımız gün geliyor bedende hastalık oluyor.

Neden?

Beden kimyamız böyle çalışıyor.

Haline göre salgı salgılıyor.

O halde;

Sanmayalım dostlar, zan altında bırakmayalım, zan altında kalmayalım.

 Anlayalım. Anlaşalım.

Bunun farkında olalım.

Bu yazının üstüne Zak Abel’in “Kind to me” şarkısı iyi gidebilir.

“Bu hayatta garanti edilen bir şey varsa

Sen ve ben birkaç şeyi farklı görebiliriz.

Her şey olabileceğin bir dünyada sana karşı nazik olacağım.

Bana karşı nazik olabilir misin?”

Kendimize de nazik olabilir miyiz dostlar?

Zanlarımızdan öz şefkat ile sıyrılma dileklerimle…

Sevgiler.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.