NORMANDİYA VE ADANMIŞLIK

Normandiya çıkarması gibi olağanüstü hava şartlarıyla başladı seyahatim.Sanki, D-Day olarak bilinen 6 Haziran 1944’e gitmiş ve o günün zor hava şartlarının simülasyonuna katılmışım gibi hissettim başlangıçta.Uçak seferlerindeki tüm iptaller ve ertelemelere rağmen Normandiya Çıkarmasına benzer bir şekilde hedefime kitlendim ve bugün size bu satırları yazabilecek şekilde gezimi tamamladım.
Tek yapmam gereken önüme çıkan engellere çözüm bulmaktı.Tam da istenen bu değil mi iş hayatında da: “Ne istediğini bilmek ve hedefe kendini adamak”. Hedef koymak nispeten daha kolay bir adım. Önemli olan o hedefin hayatımızın bütünündeki önemini anlamak.Hedefin önemini anladıktan sonra adanmışlık kendiliğinden geliyor.Benim için Normandiya gezisinin anlamı yeni bir şey öğrenme tutkumu ateşlemekti ve hedefine adanmış bir şekilde tüm imkansızlara rağmen yolumu buldum.Şirketler için de durum aynı.Stratejiler ve hedefler şirketin varoluş amacına hizalandığında başarı hem köklü hem sürekli hem de geniş alanlara yayılacak büyüklükte geliyor.

2.Dünya Savaşını bitiren Normandiya Zaferi titizlikle çalışılmış.Ayın evresi,gel-gitler ve rüzgarın hızı “D-Day”i belirlerken en büyük parametreleri olmuş.Doğal aydınlatma olsun diye dolunaya getirmek istemişler ama o gece koşullar çıkarmaya uygun olmadığı için şartlara göre planda küçük bir revize yapmışlar.Karşı taraf ise bu hava koşullarında çıkarmanın yapılamayacağını düşünerek bazı kadrolarını istirahate göndermiş.İki taraf da hedefine çok adanmış aslında; ama bir taraf daha stratejik davrandığı için zaferi kazanıyor.Tam da burda stratejik planlamanın şirketler için ne kadar önemli olduğunu vurgulamak isterim.Değişimin hızının daha da arttığı günümüz dünyasında hızlıca eyleme geçme isteğiyle yanıp tutuşan birimler olabiliyor ama bir Şaman Atasözü der ki “Zaman,acele edeni değil,hazır olanı sever”.Doğru zamanda doğru yerde olmak için stratejik planlama çok önemli. Normandiya Çıkarması iki ay sürerek tarihe önemli bir iz bırakıyor.

Bu sürecin en zekice hamlelerinden biri de mühendislik harikası olan Arromanches’taki Mulberry Yapay Limanlarıdır.Bu yapılar savaşın seyrini değiştiren lojistik zaferi olarak anılır. Bölgede dev bir limana ihtiyaç vardı ama tüm kıyı şeridi karşı tarafın kontrolünde olduğu için aylar önce üretilen dev beton bloklar kıyıya yakın bir yerde eski gemilerle batırılıp bekletildi.İlk çıkarmadan yaklaşık on gün sonra puzzle parçaları gibi çökertilen beton bloklar yüzer hale getirilerek birbirine bağlandı.Üzerinden tankların bile geçebildiği 1km’lik yüzen deniz yolu yapılmış oldu.Hedefe kitlenince her türlü çözüm üretiliyor.İngilizler’in “niyet varsa yol da vardır “ atasözü tam da bu duruma uyuyor.

Hedefine kitlenmiş bir diğer kişi de Mont Saint Michel Kilisesi’nin yapımını rüyasında gören dönemin bir din adamıdır. Efsaneye göre bu bölgede yaşayan bir din adamının rüyasına baş melek Mikail girer ve buraya bir ibadethane yapmasını söyler.Böylece 708 yılında denizin ortasında bulunan bu kayalık adaya ilk küçük şapel inşa edilir ve sonraki yıllardaki eklemelerle bugünkü halini alır.Baş Melek Mikail Dağı anlamına gelen Mont Saint Michel kilisesi Unesco Dünya Mirası Listesinde yer alıyor.Avrupa’nın en güçlü gel-gitlerinin yaşandığı bölgede bazen ada bazen yarım ada içinde oluyor Mont Saint Michel yapısı .Orta çağdan kalma sokaklarında çok güzel restoranlar ve oteller var.Manastır, adanın en yüksek noktasında yer alıyor ve harika bir manzarası var.Sahil şeridinde olmasına rağmen 2. Dünya Savaşı harekat bölgesinde olmaması yapının korunmasında önemli bir etken.

Normandiya,kolektif adanmışlığın eseridir.O gün atılan adımlar bir kıtayı özgürleştirdi.Bugün bizim adımlarımız da kendi dünyamızı şekillendiriyor.Liderlik yolculuğumuzda ekiplerin katkısı,inancı ve kararlılığıyla büyük resmi taşırız.Adandığımız sürece her hedef ulaşılabilir, her yol bulunabilirdir.
