TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bilge Üç Maymun bize ne anlatıyor

Yazının Giriş Tarihi: 20.04.2022 09:21
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.04.2022 09:21

Hayatımız öyle hızlı geçiyor ki  , kum saati gibi gözümüzün önünde akıp gidiyor zaman. Bu yoğun tempoda bazen isteyerek bazen de istemeyerek etrafımıza karşı daha az tepkili, duyarsız ve ilgisiz olabiliyoruz.

Hem iş hayatında hem de sosyal yaşamda bazen elimizi taşın altına koymak, risk almak, tepki vermek, yaşananlara kayıtsız kalmamak gerekiyor. Büyük değişimleri küçük değişiklilerle başlatabiliriz.

Etrafında yaşananlara tepki vermeyen kendilerine yorumları sorulduğunda “Görmedim, duymadım, bilmiyorum” diyen kişiler için de üç maymunu oynuyor deriz. Genel olarak halk dilinde bu kullanım gerçeklere gözünü kapatıp başını derde sokmamayı, doğruları dinlemeden ve söylemeden kurnazlıkla aradan sıyrılmayı tercih eden kişiler için kullanılır.

Oysa  üç maymunun simgelediği değerler gerçek anlamında bizim kullandığımız anlamından çok farklıdır. Üç maymunun kökenleri, eski Japon Koshin Folk geleneklerine dayanıyor. Japonca isimleri Mizaru, Kikazaru, İwazaru olan bu üç maymun aslında bizim bildiğimiz anlamda maymunlar olmayıp  itibarlı, bilge maymunlardır.

???? İki eliyle gözünü kapatan maymun Mizaru, kimseye kötü gözle bakmamayı simgeler.

???? Kulaklarını kapatan Kikazaru, insanların söylediği  kötülükleri dinlememeyi simgeler.

???? Ağzını kapatan İwazaru, kötü söz söylememeyi öğütler.

Üç maymunun gerçek hikayesini öğrendikten sonra sizin de bu deyimi çok daha dikkatli kullanacağınıza eminim. İnsanlara kötü gözle bakmamayı, kötü sözlerini dinlememeyi ve kimse hakkında kötü konuşmamayı öğütleyen bu bilge maymunlar bize ne güzel insanlık dersi veriyor. Kötülerden ve kötülüklerden ne kadar uzak kalabilirsek hayatımıza da o kadar iyilikler ve iyi insanlar girecektir. Hayatımıza alacağımız insan ve yaşayacağımız anların yaşamımızda belli bir kapasitesi var diye düşünüyorum. Bu kapasiteyi kötü insanlar ve kötülüklerle doldurursak iyilere zaten yer kalmaz. Hayat zaten bu kapasitenin bir kısmını zorunlu kullanıyor ve kötü insanlar, kötülükler kendiliğinden geliyor, kalan kısmı bizim özenli doldurmamız şart.

Doğruları tüm çıplaklığıyla söylemek, kötüyü gösterip hataları, eksiklikleri anlatmak  her zaman kolay değildir. Bazen biz yapamayız, bazen de şartlar koşullar buna müsaade etmez. Ama acı gerçekleri korkutmadan, kimseyi incitmeden, küstürmeden ifade edebilmek çok güzel bir erdem. Aynı gerçeği iki farklı kişi kendi cümleleriyle ifade ettiğinde sizde yarattığı duygu ve heyecan bambaşka olabilir. Aynı şeyi söylerler ama etkisi bambaşkadır. Hataları kırmadan, yıkmadan, rencide etmeden göstermek ve bunu iyileştirmek için harekete geçmek çok kıymetli. Bunu yapabilen kişiler, liderler başarılı oluyor ve bu başarıyı sürdürülebilir kılıyor.

Siz kötü gidişatı nasıl duymayı tercih edersiniz? Acaba siz hayatınızda acı gerçekleri söylerken nasıl ifadeler kullanıyorsunuz? Kötüyü söylemek zorunda kalsanız hangi yöntemleri kullanırsınız? Kötüyü anlatırken sonuca mı odaklanırsınız, süreci mi anlatırsınız?

Hayatımızdan kötülükleri çıkarmak imkansız. İyiler ve iyilikler kadar bunlarda hayatın bir parçası. Hikayedeki erdemli  üç maymun gibi kimseye kötü gözle bakmayacağınız, sizi kötü hissettirecek negatif konuşmaları duymazdan geleceğiniz, insanlar hakkında kötü konuşmayacağınız, dedikodu yapmayacağınız bir hayata kolayca kavuşmanız dileğiyle…

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.