TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Çeşitlilik hayatı güzelleştirir

Yazının Giriş Tarihi: 05.08.2024 11:28
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.08.2024 11:28

Bu yıl Paris’te gerçekleşen 2024 olimpiyatları gerek sporculardan gerekse de olimpiyat alanından çarpıcı görsellerle sürekli gündemimizde. Hayatımız renklendi, heyecan geldi. Bu yılki olimpiyat açılışında kurumsal hayatta da herkesin gündeminde olan toplumsal cinsiyet eşitliği, eşitlik, çeşitlilik ve kapsayıcılık kavramlarına vurgu yapıldı. Olimpiyatta yarışan sporculara baktığımızda da bunu farklı alanlarda hissedebiliyoruz.

Çeşitlilik kavramı toplumsal hayatın ve iş hayatının her alanında çok önemli . Bu sebeple Azerbeycanlı sporcu Yaylagül Ramazanova’nın olimpiyatlardaki yarışlarda mücadele ederken çekilen bu fotoğrafı “çeşitlilik” vurgusu açısında çok önemli. Benim hafızamda kalan olimpiyat karelerinden en önemlisi. Hamile kaldığını öğrendikten sonra Yaylagül de antrenörü de ve onu gönderecek federasyonu da vazgeçmemiş ve olimpiyatlara hazırlanmaya devam etmiş. 7 aylık hamile bir kadın olarak müsabakalara katıldı, tebrikler… Bu duruş tüm kurumlara da örnek olmalı. Yaylagül Ramazanova belki olimpiyatlarda madalya kazanamadı ama birçok insana, hamile kadına ilham oldu, motive etti. Olimpiyatlardaki çeşitlilik kavramına da güzel bir örnek oldu.

Kadınların hamile kaldıktan sonra iş hayatında genelde ikinci sınıf rollere layık görülmesine, hamileyse işe alınmamasına, çalışırken işten çıkarılmasına, hak ettiği atamasının yapılmamasına, performansının doğum iznine çıkacağı için daha az verilmesine, iş seyahatlerine davet edilmemesine eminim herkes hayatında en az bir kez şahit olmuştur. Kadının yaşadığı bu adil olmayan tavır toplumsal cinsiyet eşitsizliğini anlatan örneklerden sadece birkaçı…

Aslında geçmişten beri Türk kültüründe kadınlar çok önemlidir. Eski Türk yazıtlarına, destanlarına baktığımızda da kadının gücü ve erkeklerle eşit koşullarda yaşaması hakkında birçok hikaye, destan ve gerçek örneğe rastlayabilirsiniz. Ben size burada en eskilerinden bir örnek aktarmak istiyorum. Meşhur Dede Korkut destanındaki hikayelerde kadının toplum içindeki yeri ve önemi ile ilgili birçok hikayeye rastlamak mümkün. Bu hikayelerden birinde destan kahramanlarından Bamsa Beyrek “kafir iline gidip kelle alabilecek bir kızla evlenmek istediğini söyler” Hikayenin devamında da Bamsa Beyrek Bal Çiçek Hatun ile tanışır, ok yarıştırır, savaşırlar sonrasında da sevgili olurlar. Destandaki Bal Çiçek Hatun figürü sadece savaşçı bir karakteri değil özgür ruhlu ve mücadeleci bir kadını da temsil etmektedir. Türklerin 11. Yüzyıldaki yaşamını anlattığına inanılan Dede Korkut hikayelerinde böyle kadınlar tasvir edildiğine göre gerçek hayatta da böyle kadınlar vardı ve hikayelere ilham oldu.

Geçmişte de günümüzde de yaptıklarıyla, başardıklarıyla bugün bizlere ilham olan ve gelecekte de insanlığa ilham olmaya devam edecek çok başarılı kadınlar var. Onların hikayelerini, fotoğraflarını, başarılarını sıklıkla paylaşalım, hikayeleştirelim ki kadınların gücü herkese ilham olsun, unutulmasın.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.