Hayatın bazen sizi gereğinden fazla zorladığını düşünüyor musunuz? Zorluklar karşısında tavrınız ne oluyor? Mücadeleci ruhunuz hangi zamanlarda ortaya çıkıyor?
Bazı yöneticiler de problemden nefret eder. Ekiptekilerin en büyük problemi yaşadıkları problemi yöneticisine anlatmak olur. Ekiptekiler için bazen problemin kendisi, yöneticinin vereceği tepki, sonrasında yaşanacaklar ve söyleneceklerden çok daha az sorun olur. Oysa hayat gibi iş hayatı da problemler ve çözümlerle ilerler. Ne kadar çok problem çözerseniz o kadar gelişirsiniz. Yalın yönetim felsefesinde “Problem yok deniyorsa orada problem çoktur” denir ve bu söze de gönülden inanırım. Problem yoksa ya oradakiler problemi söylemeye çekiniyordur, korkuyordur ya da problemin farkına varacak kadar yeterli bilgi ve tecrübesi yoktur. İkisi de kurumlar için tehlikelidir.
Kişinin bilgi ve tecrübesi iş hayatında yaşadığı ve çözdüğü problem kadardır. Rutin bir iş yapıp, hiç sorun yaşamayan bir teknisyenle, her gün yeni bir problemle karşılaşıp bunu çözmeye çalışan teknisyenin bir yıl sonraki iş tecrübeleri sizce aynı mıdır?
Zorluklar, problemler, krizler insanı geliştirir ve kendini bir üst versiyona geçirmesi için fırsat yaratır. Doğada da zorlu koşulların bitkiye kattığı değerle ilgili bizlere ilham verecek çok güzel örnekler var. Bunlardan bir tanesinin hikayesini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Meksika’da çölde yetişen bir Agave adında tür kaktüs var. Bu kaktüsün yapraklarındaki ipeksi iplik ipekten daha da pahalı bir kumaşın yapımında kullanılıyor.
Bir gün bir işadamı bu kaktüslere yatırım yapmaya ve bu kumaştan üretmeye karar verir. Bu özel iplik için de büyük bir tesis kurar. Agave Kaktüslerinin daha çok iplik vermesi için de her türlü fedakârlığı yapar, kaktüsleri bol vitaminler ve zenginleştirilmiş gıdalar özel gübrelerle baktırır, yetiştirir. Ekibin çabaları sonuç verir, daha iri ve yaprakları daha büyük ağaç gibi Agave kaktüsleri elde ederler. Zamanı gelince de heyecanla yaprakların içindeki ipliklerini toplamaya başlarlar. Ama büyük bir hayal kırıklığı yaşarlar çünkü hemen hemen tüm kaktüslerde bu iplikler kaybolmuştur. Yapraklar daha iri olmuş ama içlerindeki ipeksi iplikler yok olmuştur. Buna bir türlü anlam veremezler ve işadamı büyük bir zarar eder. Ama olayın sebebini öğrenmek için bu konuda uzman bir bitki biyoloğu ile anlaşır.
Bitki biyoloğu çöle gider, bu tür kaktüslerden birinin yanında çadır kurar ve bir-iki ay kaktüsü gözlemler, inceler ve sonuçta bir rapor yazar.
Raporda şu ifade yer alır:
“…bu özel ipliklerin ortaya çıkma sebebi çölün çetin ve zor koşullarıdır. Siz bu kaktüsü konforlu bir ortama yerleştirmekle bu özelliğinden mahrum etmişsiniz…. “
Ageva kaktüsünün çöl koşullarında ayakta kalmak için verdiği mücadele sonucunda oluşturduğu değerli iplikler gibi birçok insan da yaşadığı zorluklar neticesinde çok daha değerli ve özel biri haline gelir.
Yaşadığımız zorlukları ve problemleri kriz olarak değil kendimizi biraz daha geliştirmek ve değerli hale getirmek için fırsat olarak görebilirsek inanın hayat çok daha kolay ve keyifli akacaktır.