Güzel İnsan, güzel dinler
“Söz söylemede yücelik aramayın. Dinlemek söylemekten yeğdir” diyor Mevlana. Güçlü bir iletişim kurmanın en önemli koşullarından birinin iyi bir dinleyici olmak olduğunu düşünüyorum. İyi bir dinleyici değilseniz, iyi bir konuşmacı, iyi bir iletişimci, iyi bir yönetici olamazsınız. Güzel konuşan değil, güzel dinleyen hep daha sempatiktir.
Dinlemek deyince de hiç ağzımızı açmadan, sessizce karşı tarafı dinlemekten bahsetmiyorum. Konuşmak kadar dinlemek de bir beceri, bir iletişim sanatı.
İnsanlar her zaman kendisiyle çok güzel konuşanı değil, kendisini çok güzel dinleyeni daha çok sever, daha yakın hisseder. Bazen insanların sadece gerçekten, can kulağı ile dinlenmeye ihtiyacı vardır. Sadece dinleyerek onu sakinleştirebilir, doğru karar almasını sağlayabilir, onun çok daha iyi hissetmesini sağlayabilirsiniz. Akıl vermek, öğüt vermek yerine dinleyip, içtenlikle onun ne istediğini, neyi yaparsa kendini daha iyi hissedeceğini öğrenmek ve bunun için onu cesaretlendirmek çok daha etkili olacaktır.
İyi dinlemek deyince ilk akla gelen önerilerim ise şunlar.
Söylenenlere ilgi gösterin, anlattıkları ile ilgili sorular sorun. Duyduklarınızla ilgili yargılayıcı cümleler kurmayın Konuştuğunuz kişiyle ile göz teması kurun, dikkatinizin onda olduğunu hissettirin. Karşı tarafın rahat konuşmasını sağlayın uygun beden duruşu, jest ve mimikleri kullanın. Konuşmak için sıranızı bekleyin, söz kesmeyin. Öfkenizi ve kızgın duygularınızı kontrol edin. Karşı tarafa yansıtmayın. Dinlerken gerekirse notlar alın Dinledikten sonra kısa özet geçin, eksik veya yanlış anlama var mı teyit edin. Onun beden dilini okumaya ve ona göre siz de beden dilinizi kullanmaya çalışın, aynalama yapın.
Dinlemek, gösterebileceğimiz nezaketlerin en yükseğidir demiş Dale Carnegie. Karşımızdaki verdiğimiz değeri göstermenin en basit ve etkili yoludur dinlemek.
Birbirimizi sevgiyle, saygıyla, hoşgörüyle ve nezaketle dinlediğimizde iletişim kazaları yaşamayız, yaşadıklarımızın da hasarı küçük olur.
