Hayal Kurmak Güzeldir

Büyük zaferler ve büyük başarılar hayal kurmakla başlar. İlk önce hayaller kurulur, sonra o hayallere inanılır ve hayallerin peşinden koşarak gerçekleştirilir.

Bugün hayatında büyük başarılar elde etmiş kişileri dinlediğinizde, hayat hikayelerini okuduğunuzda  hepsinin başlangıç noktasında kurdukları hayaller  var. Başarılı insanların ortak noktasının hayalleri olması ve o hayalleri gerçekleştirmek için yürekten inanarak çok çalışmaları olduğunu söyleyebiliriz.

Martin Luther King’in 1963 tarihinde Lincoln Anıtı önünde yaptığı ve tarihe “ I have a dream (benim bir hayalim var) olarak geçen konuşmasında sık sık “bir hayalim var” cümlesini kullanarak duygu ve düşüncelerini paylaştığını biliriz. İnsanların derisinin rengine bakılmadan eşit hak ve özgürlüklerle hep birlikte kardeşçe yaşayabildiği, ırkçılığın olmadığı dünyayı anlattığı hayalinin bugün büyük ölçüde gerçekleştiğini söyleyebiliriz. King, hayallerini o gün konuşmasında milyonlarla paylaştı belki o günün gerici koşullarında uzak ihtimal olarak görülüyordu ama zaman hayalleri mümkün kılıyor. Yeter ki bu hayallere inanan ve gerçekleşmesi için çaba gösteren insanlar olsun.

Mustafa Kemal Atatürk’ün hayalleri gerçekleştirmeyle ilgili stratejisini anlatan sözü de çok yol göstericidir. “Hayal ettim, hayalimin önündeki manileri tespit ettim. Manileri kaldırdığımda, hayalim kendiliğinden gerçekleşti.” Atatürk’ünde o günün koşullarında gerçekleşmesi imkansız gibi görünen hayaller kurduğunu düşünenler, belki de gülüp dalga geçenler olmuştur. Ama o hayallerine yürekten inandı ve milyonları da bu hayale inandırarak tek yürek yapıp özgürlük hayalinin etrafında birleştirdi. Hayallerine inanan Türk halkı her türlü yokluğa, yoksulluğa, imkansızlığa ve kötü koşullara rağmen bir mucizeyi gerçek kıldı ve bugün hepimiz onların kurduğu özgür topraklarda özgürce hayaller kurabiliyoruz.

Hayal kurmak kişinin kendi sınırlarını aşmasını adeta kabuk değiştirmesini, değişimini hızlandırıyor. Geçen gün Prof. Dr. Türker Yıldız’ın “Beyin Nedir’den Yaşam Nedir’e” adlı kitabında rastladığım ilginç bir bilgiyi vesileyle sizlerle paylaşmak istiyorum. Hayal kurmanın yaşam formunu değiştirmeyi sağlamasına doğadan en güzel örnek kelebek. Her tırtılın kelebek olmadığını biliyor musunuz? Kelebek olacak tırtılın yeterince hayalci hücreler yetiştirmesi gerekiyormuş. Bu hücreler tırtıl olmaktan sıkılan ve rahatsız olan hücrelerdir. Bazı tırtıl hücreleri risk almayı sevmez büyürler, gelişirler ve günü geldiğinde ölmeyi seçerler. Hayalci hücreler ise kendi kabuğundan vazgeçerek, kendi varlığını gelecekteki varlığı için yok etmeyi tercih ediyor ve belirli bir eşiği aştığında kelebeğin vücudu oluşuyor. Hayal kurmanın bir canlıda  yarattığı değişimi anlatan kendi hayallerimiz ve değişim motivasyonumuz için ilham alacağımız güzel bir metafor.

İnsanlar en çok çocukken hayal kuruyorlar. Uzmanlar okula gitmeyen bir çocuğun hayal kurma kapasitesinin % 98  olduğunu, bu oranın üniversiteye giden öğrencide % 2 ye kadar düştüğünü söylüyor. Son yıllarda yapılan Türkiye Hayal Haritası Araştırma raporlarına ise Türkiye’de yaşayan insanların sadece  % 49  ’u hayal kuruyor, % 51 ’i hiç hayal bile kurmuyor.  Hayal kuranların ise sadece % 14  ’ü 25 yaş üzeri insanlardan oluşuyor. Büyüdükçe, okulun, toplumun ve belki de kendi yarattığımız kalıpların içine sıkışınca hayal kurmak yerine sadece gerçekler üzerine planlar yapmaya odaklanıyoruz. Ama Albert Einstein’da dediği gibi “Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür. Hayal gücü ise her yere” Büyük düşünmek için hayaller kurmak gerekiyor.

Hayal kurmak iyidir; Çünkü bedavadır, motive eder, yaratıcılığa iyi gelir, hüznü dağıtır, kimse karışamaz, onay istemez, gerçeğin provasıdır, geçmişe ve geleceğe götürür, istediğin zaman, istediğin yerde hayal kurabilirsin, başkalarına ihtiyaç duymazsın ve sadece sen bilirsin…

Güzel hayaller kurmanız ve kolayca gerçekleştirmeniz dileğiyle…