TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İşyerlerinde Neden “Biz bir Aileyiz” demeyelim…

Yazının Giriş Tarihi: 13.06.2022 09:39
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.06.2022 09:39

Aile kavramını her zaman özel, değerli hatta kutsal bir mertebede tutar ve o mertebeye göre hareket ederiz. Bu anlayıştan yola çıkarak işyerlerinde de çalışanlar arasındaki birlik beraberlik ve değerli bir topluluk duygusunu vurgulamak için uzun yıllardır “Aile” kavramı kullanılmış ve o şirketin üyelerine “Ailemizin değerli üyesi” olarak hitap edilerek  aile birliğine vurgu yapılmıştır.

Son zamanlarda bu sloganın ne kadar doğru olduğu ile ilgili biraz kafam karışık. Bu konuyla ilgili yazılan, tartışılan ve söylenenler doğrultusunda aslında firmaların Aile olmadığı veya olamayacağını, profesyonel ve kurumsal bir şekilde yönetilen, Aile kurallarının değil kurumsal kuralların geçerli olduğu bir işletme olması gerektiğini düşünüyorum.

Aile birliği nedir? Aile birliğini başlatan anne ve baba vardır. Bazen annenin, bazen babanın sözü geçer. Her zaman anne baba doğru karar alamaz ama baba huzur bozulmasın diye anneye sevgisinden aşkından ses çıkarmaz, bazen de anne babaya saygısından ve sevgisinden yaptığını desteklemese de onun sözünü çiğnetmez. Anne baba çocuklarını her daim koşulsuz sever, kızsa da bağırsa da çocuk özünde anne babasının onu sevdiğini bilir ve her şey kısa sürede unutulur. Çünkü aralarındaki sevgi böyle tartışmalarla, kavgalarla bitemez. Birbirlerini çok kolay affedebilirler. Çok nadir anne baba hata yaptı diye evladını aileden uzaklaştırır, onunla küser. Kol kırılır yen içinde kalır anne baba hep affedicidir, hataları kapatır, tamir eder. Bazen anne baba evladını yıllarca omzunda taşır, bazen de evlatlar anne ve babasını yıllarca omzunda taşır. Bunun için her iki taraf da sızlanmaz, aksine vicdanen kendini çok iyi hisseder ve onun yanında olduğu için mutlu olur. Aile bireyleri birbirlerine karşılıksız ve çıkarsız yıllarca iyilik edebilir. Bu anne, baba, evlat ve kardeş olarak kimseyi rahatsız etmez. Anne baba evladına hiç hak etmeden sadece evladı olduğu için maddi bir servet verebilir, verdikleri karşısında en başta kıymet bilme sonra da sevgi, saygı  bekler. Anne baba çocuklar arasında ayrım yapmamaya çalışır ama zor durumda olan evladına daha çok destek verir, bunun için de diğer kardeşler hali vakti yerindeyse gönül koymaz. Kimse ben bu aileyi, manevi değerlerini, maddi imkanlarını beğenmedim karşı mahalledeki ailenin çocuğu olacağım deyip ailesini terk etmez. Doğduğu aile kaderidir ve kendi ailesini sahiplenmek ve kabullenmek zorunda hisseder. Bu örnekleri düşündükçe daha da çoğaltabiliriz.

Bu aile değerleriyle bir şirketin yönetildiğini düşündüğünüzde ortaya çıkacak kaosu bir düşünsenize. Eğer bir şirkette Aile kavramı çok fazla sahiplenilirse,  o şirkette kararlarına doğru da olsa yanlış da olsa saygı duyulan, kimsenin karşı çıkamadığı  bir anne baba, kayırılan ve kimsenin ses çıkaramadığı bir kardeş, sürekli hor görülse de anne baba kardeş sevgisiyle onlardan vazgeçemeyen başka bir kardeş olabilir. Hep kol kırılır yen içinde kalır düşüncesiyle problemler aile içinde çözülmeye çalışılıp, kişilerin adil olmadığı, hak etmedikleri bir düzende çalıştığı durumlar olabilir. Baskıcı bir baba veya baskıcı bir anne profili ile ezilmiş, özgüvenini yitirmiş, kırgın çocuklar olabilir. Anne babanın fazlaca şımarttığı, kimsenin söz geçiremediği çılgın kardeşler olabilir…. Bu örnekler daha da çoğaltılabilir…Aile yapısı içinde görülmeye alışık olduğumuz ailevi sorunlardır bunlar ve aile terbiyesi ve değerleriyle çözülür.

Ama işyerleri çalışıp, üretmek, para kazanmak, değer yaratmak için kurulan kanuni koşulları sağlamakla yükümlü profesyonel yönetilmesi gereken ticari işletmelerdir. Şartlar koşullar uymadığında işveren çalışanla , çalışan da şirketle yollarını ayırabilir. Aile özel yaşamımıza has, dinamikleri, değerleri, sevgisi, saygısı apayrı olan özel bir kavramdır. İşyerlerinde  görev ve sorumluluklar, yetkinlikler, beceriler, iş ahlakı, zamanlama, performans,  profesyonel davranış modeli esastır. Herkes işini görev ve sorumluluklarını yapmakla yükümlüdür. İşini yaptığı sürece ödüllendirilir ve daha iyi imkanlara sahip olur.  Onu kendi değer yargılarına göre seven ve ödüllendiren sonsuza kadar bağrına basabilecek bir anne baba yoktur, kurumsal bir sistem ve yönetim modeli vardır.

İnsanlar sadece Aile ortamında birbirini sevmezler. Öyle güzel iletişim ve yönetim modelleri kuralım ki çalışanlar kendilerini rahatça ifade edebildikleri, rahat ve güvende hissettikleri bir kurumsal çatı altında çalışsınlar.  Geçmişte Aile şirketlerindeki “Biz bir Aileyiz” sloganları kafalarda çok rahat oturuyor ve sahipleniliyordu. Ama Z kuşağının aktif iş hayatına girdiği ve gireceği günümüzde bu kavramın yeni nesil için aynı etkiyi uyandırması zor gözüküyor. Bu sebeple kurumlar “Büyük bir Aile” olmak yerine “İyi bir Kurum” olma sloganıyla yola çıkmalıdır. Gelecek, çalışanı için, toplum için ve bu dünya için “İYİ” olan kurumların olacak.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.