Kelebek Etkisi tanımını birçok kez duymuşsunuzdur. Ben de bu kavramı birçok konuşmalarımda ve sunumumda çok kullandım. James Gleick’in Kaos adlı kitabında bu kavramdan bilimsel olarak derinlemesine bahseder.
Ben de bilimsel verilerin meraklısı için kitaptan edindiğim bu değerli bilgiyi paylaşmak istedim ve yazımda Kelebek Etkisi teorisinin çıkış hikayesini kaleme aldım.
Dünyaca ünlü Kelebek Etkisi teorisini ortaya atan Edward Lorenz meteoroloji tutkunu ünlü bir matematikçi. Daha küçük yaşlarda evdeki termometrenin en düşük ve en yüksek hava sıcaklıklarını not ederek hava tahmini yapmaya çalışıyor. Okuldaki derinlemesine matematik eğitiminden sonra atmosfer üzerine karşısına çıkan problemleri çözmeye ve meteorolojide hava tahmini üzerine düşüncelerini söylemeye başlıyor. O yıllarda hava tahmininde bulunmak bilimsel bir veri sayılmıyor ve bunu yapanları da bilim çevresi ciddiye almıyor. Bulutlara bakıp hava durumunu söylemek sezgisel bir yetenek olarak görülüyor, bilimsel doküman olarak kabul edilmiyor.
Lorenz 1961 yılında ilkel bilgisayarında havayla ilgili tüm verileri girerek hava olaylarını matematiksel olarak raporlamaya ve grafiklerle kayıt edip incelemeye başlıyor. Dünya üzerindeki hava değişimlerini bu veriler doğrultusunda tahmin etmeye ve bazen de kendi girdiği verilerle havadaki değişimi ölçmeye çalışıyor ve gerçekteki hava durumuyla kıyaslıyor. Tutanaklar ve veriler mevcut düzende düzenli bir düzensizlik olduğunu gösteriyor. Lorenz bir gün sistemi test etmek amacıyla bir gün önceki verilerin aynısını girerek aynı grafiği elde etmeye çalıştı. Ama şaşırtıcı bir sonuçla karşılaştı. Aynı rakamları girdiği halde çok farklı bir grafik ortaya çıkmıştı. Konuyu detaylı incelediğinde aslında birebir aynı rakamları girmediğini fark etti. Bilgisayarın hafızasına kaydedilen ondalık kesir sayı 6 haneydi, ama Lorenz binde birlik bir farkın sonucu değiştirmeyeceğini düşünerek son üç rakamı almadan yuvarlayarak yazmıştı. Binde birlik bir fark ilk zamanlarda bir önceki grafikle aynı sonuçları gösterse de ilerleyen zamanda çok başka sonuçlar ortaya çıktı. Hatta ilk sonuçlarla arasında çok büyük farklar tespit etti. Bu deneyle küçücük bir değişikliğin tüm koşullar aynı olsa da uzun vadede büyük farklar doğurabileceğini matematiksel olarak ispatlamış oldu. Küçücük, önemsiz gibi görünen sayı hatasının rüzgarın hafif bir esintisinden farkı yoktu, bu küçücük esinti kelebeğin kanat çırpışı gibi ilk anda etkisiz gibi görünüyordu ama uzun vadede büyük değişiklikler yaratıyordu. Bu yüzden değişkenleri çok fazla olduğu için ve küçük değişimlerden etkilendiği için hala meteorolojide uzun vadeli hava tahmini yapılamaz. Uzmanlar 5 günlük hava tahminlerinin daha gerçekçi olduğunu süre uzadıkça çok fazla değişken olduğu için bunlardaki küçücük bir değişimin bile farklılık yaratacağı için tahmin olasılığının düştüğünü söyler. Lorenz’in bulduğu bu teori felsefik açıdan da insanlara değişim üzerine önemli mesajlar verdi.
Bu olayları bilim dünyası matematikte Kaos Teorisi ile açıkladı. Bilim dünyası kaos teorisini birçok farklı girdinin sürekli değişerek fiziksel değişimler ve farklı düzenler yaratması sonucunda oluşan yeni düzenleri tahmin etmenin insan zekasının ve günümüzdeki gözlem ve bilimsel tahmin yeteneklerinin çok çok üstünde olmasından dolayı kaos olarak nitelendiriliyor.
İş hayatına da çok uygun bir teori olarak görüyorum. Önemsiz gibi görünen küçük değişimler, küçük hatalar birçok varyasyonla bir araya geldiğinde büyük değişimlerin sebebi olabilir. Bu değişim olumlu da olabilir, olumsuz da.
Hayatımızda da önemsiz gibi görünen küçük değişimler yapmak uzun vadede büyük değişimleri gerçekleştirebilir. Daha iyi versiyonumuz için her gün küçük iyileştirmeler yapalım.