Mecliste Daha Çok Kadın Görmek İstiyoruz
Ülkemizin daha refah, daha medeni ve daha huzurlu bir ülke olması için yeni dönem seçimlerinde meclisimizde daha fazla kadın milletvekili olması için herkesin elinden gelen desteği gerektiğini düşünüyorum.
Dünya tarihinde kadınlara seçme seçilme hakkı verilmesi konusunu araştırdım. Edindiğim çarpıcı bilgileri paylaşmak istiyorum. Dünyada kadına seçme ve seçilme hakkını ilk tanıyan ülke 1893 yılında Yeni Zelanda olmuş. İlerleyen yıllarda bu hakkı Avustralya, Finlandiya, Norveç, Danimarka da resmi olarak kabul ediyor. 1923’te Türkiye Cumhuriyet’in kurulması, savaş sonrası toparlanma süreci ve erkek milletvekillerinden oluşan TBMM, Atatürk’ün ikna çabaları sonucunda 1934’te kanunu kabul ediyor. Bence Fransa, İtalya özellikle de İsviçre’nin bu konudaki tutumu çok daha çarpıcı. Bakın Fransa 1944, İtalya 1945 , İsviçre ise 1971 yılında kanunen kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanımış. Çok ilginç değil mi. Şu an ülkedeki kızların üniversiteye gitmesini yasaklayan Afganistan, kadınlara seçme ve seçilme hakkını İsviçre’den önce 1963 yılında vermiş. Ama şu an bu ülkelerin meclislerinde kadın erkek oranı eşit denilecek sayılarda kadınlar iş, siyaset dünyasında çok aktif, toplumsal cinsiyet eşitliğinde de ilk sıralarda yer alan ülkelerden...
Ülkemizde kadına seçme ve seçilme hakkı 1934 yılında verilmiş ve bu haktan sonra yapılan seçimlerde 18 milletvekili ile %4 oranında kadın milletvekili yer alabilmiş. 2023 yılında meclisimizde 100 kadın milletvekili ile bu oran ’ye çıktı.Malesef geçen 89 yılda bu oranı %4’ten ’ye çıkarabilmişiz. Kadınların iş dünyasında bu kadar aktif olduğu ve toplumsal dönüşümde bu kadar etkin olduğu ülkemiz için siyasette yer alma oranı gerçekten çok az. Meclisimizde yer alabilecek birçok değerli kadın milletvekili adayı olduğunu biliyorum, siyasette yer almak isteyenler de adaylığını açıkladı. Şimdi onların kadın olduğu için ayrımcılığa uğramadan, hak edenlerin milletvekili listelerinde üst sıralarda yer alması için herkes üzerine düşeni yapmalı.
Ülkemiz birçok ülkeden çok daha önce kadına seçme ve seçilme hakkı tanımasına rağmen şu an toplumsal cinsiyet eşitliği açısından bu ülkelerden çok gerilerde yer alıyor. Kadınlara en geç seçme ve seçilme hakkı tanıyan ülkeler arasında ise yıllara göre 1978’de Moldova, 1980 ‘de Irak, 1994’te Umman, 2003’te Katar, 2005’te Kuveyt, 2006’da Birleşik Arap Emirlikleri yer alıyor.
Buradan şunu anlıyoruz ki sadece kanunen hak tanımak yeterli değil. Kadınları sosyal, ekonomik ve psikolojik olarak da bu hakkından faydalanmaya teşvik etmek, desteklemek çok çok önemli.
Kadınların siyasete atılmasını toplum olarak yeterince destekliyor muyuz? Aileden bir kadın milletvekili adayı olacağım dediğinde eşi, çocukları, annesi, babası ne diyor? Arkandayız, destekliyoruz mu diyor, ya da ne gereği var şimdi, milletin derdi ile uğraşmak sana mı kaldı, bu iş erkek işi mi diyor. Kadınlar üzerindeki eş, anne, çalışan kadın sorumluluğuna siyaset sorumluluğu ekleme cesaretini kendinde bulabiliyor mu?
Bu seçimde her ne partiden olursa olsun adil, dürüst, çalışkan, halkını düşünen, kimsenin hakkını yemeyen, kadınları, çocukları düşünen tüm kadın milletvekillerini yürekten destekleyelim.
