TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Şefkatli İletişim Modeli

Yazının Giriş Tarihi: 15.05.2023 10:41
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.05.2023 10:41

Şiddet maalesef ülkemizde sürekli gündem maddesi olmaya devam ediyor. Kadına şiddet, çocuğa şiddet, hayvanlara şiddet, yaşlılara şiddet, siyasetçilere şiddet… Oysa çocuklarımızın daha güzel bir dünyada büyümesi için bizim daha çok şefkatli ve sevgi dolu bir topluma ihtiyacımız var.

Amerikalı Psikolog Marshall Rosenberg’in tüm dünyada satış rekorları kıran “Şiddetsiz iletişim” adlı kitabı bu konuda ortaya koyduğu tezler, yöntemler ve çarpıcı örnekler ile ders kitabı niteliğindedir.

Bu kitapta Rosenberg şiddetsiz iletişim ile ilgili  anlattığı hikâyelerle, paylaştığı deneyimlerle yaşadığımız iletişim sorunlarında bizi öfke ve şiddete götüren düşünce kalıplarımızı  anlamamızı, anlaşmazlıklarımızı barışçıl yöntemlerle çözmemizi, kendimizi doğru ifade edebilmemizi, korku, utanç veya suçluluk duygusu yerine empati kurarak  iletişimimizi ve ilişkilerimizi güçlendirmemizin yollarını gösteriyor.

Kitabı okuduktan sonra kendime aldığım notların bir kısmını iletişimsel konularda kişisel farkındalıklarımızın artmasına katkı sağlamak amacıyla sizlerle de paylaşmak istiyorum.

Şiddetsiz İletişim için aşağıdaki dört adımı takip ederek diyalog kurmak bizim empatik ve şefkatli bir iletişim yolunu kullanmamızı sağlayacaktır.   

1-Gözlem: Karşı tarafta bizi etkileyen somut davranışları önyargısız bir şekilde  gözlemlemek.

2-Duygu: Bu gözlemimize bağlı olarak kendimizi nasıl hissediyoruz, duygumuzun farkına varmak

3-İhtiyaç: Neye ihtiyacımızı var bunu söylemek

4-İstek/rica: İhtiyaçlarımız doğrultusunda ondan istediğimiz somut davranış nedir bunu ifade etmek.

Şiddetsiz İletişim kurmamızı, karşı tarafa şefkatle yaklaşmamızı engelleyen düşünce şekilleri ise kitapta şu şekilde tespit edilmiştir.

Ahlakçı yargılar: İnsanları sınıflandırmak ve yargılamak şiddeti körüklüyor.  Kişi kendi yargılarına ne kadar bağlıysa şiddeti de o kadar normalleştiriyor. Colorado Üniversitesinden Profesör Harvey dil ile şiddet arasındaki ilişkiyle ilgili bir araştırma yapmış. Farklı ülkelerin konuşma dillerinde ve edebiyat eserlerinde sınıflandıran ve yargılayan sözcüklerin ne kadar kullanıldığını incelemiş. Araştırma bu tür sözcüklerin kullanım sıklığı ile şiddet olayları arasında yakın bir ilişki olduğunu göstermiş. Şiddet olaylarının insani ihtiyaçların önemsendiği kültürlerde daha az, insanların birbirlerini iyi ya da kötü olarak etiketledikleri ve kötü olanların cezalandırılmayı hak ettiklerini düşündükleri kültürlerde ise daha çok olduğunu tespit etmiş. Kim ne hak ediyor düşüncesi şefkatli iletişimi engeller.

Karşılaştırma yapmak:  Dan Greenberg’in “Kendimizi Mutsuz Edebilirsiniz” adlı kitabında eğer mutsuz olmak istiyorsanız kendinizi sık sık başkalarıyla karşılaştırın der. Kendinizi daha güzel biriyle, daha akıllı, daha başarılı, daha zengin … biriyle karşılaştırma yaptığınız sürece kendinizi hep yetersiz hissedecek ve mutsuz olmaya devam edeceksiniz.

Sorumluluğu Reddetmek; Kullandığımız dil bireysel sorumluluğumuzu fark etmemizi engeller. Bunu yapmak zorundaydım, kural bu, yapacak başka bir şey yok gibi ifadeler hatalı yaptığımız şeyleri mantık olarak kabullenmemizi sağlar ve bizi iyileştirme için harekete geçirmez, alternatif yollar düşünmemizi engeller. Davranışlarımızın sebeplerini bizim dışımızdaki kişilere veya olaylar bağladığımızda eylemlerimizin sorumluluğunu reddetmiş, hatamızı kabullenmemiş oluruz. Başka bir seçenek olmadığını ima eden bir dil yerine, seçenek olduğunu kabul eden, alternatif seçenekler sunan bir dil kullanırsak daha yapıcı bir iletişim kurabiliriz.

Huzurlu ve mutlu bir hayat için şiddetsiz iletişim kurmak, iletişim şeklimizi şefkatli olmak üzerine şekillendirmek çok önemli. Hayatın bizi hastalıklar, doğal afetler, ekonomik kriz, toplumsal çöküş gibi çeşitli sebeplerle yorduğu, üzdüğü bazen de isyan ettirdiği şu günlerde kendimize ve etrafımızdakilere şefkatle yaklaşmak hayatımızı çok daha yaşanır kılacaktır. 

  

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.