Sil Baştan Başlamak Gerek Bazen...

Bu hafta sizlerle okuduğumda çok etkilendiğim ve sizlere ilham vereceğini düşündüğüm Kartal ile ilgili efsanevi bir hikayeyi paylaşmak istiyorum.

Değişim öncesi cesaret veren hikayeler duymak isteyenler ve bu hikayeleri başkalarıyla paylaşmak isteyenler, Kartal'ın yeniden doğuş hikayesi tam size göre...

Gökyüzü aleminin kralı olan kartallar kuş cinsleri arasında uzun süre yaşamasıyla da ünlüdür. Bazı kartallar 30- 40 yıllık yaşamlarını kendilerini yenileyerek 70 yıla kadar çıkartabiliyor. Ama bunun için 40'lı yaşlarda ciddi bir karar alması ve değişime karar vermesi gerekiyor. 40'lı yaşlara geldiğinde kartalın pençeleri sertleştiği için esnekliğini yitirir ve avını tam olarak kavrayamaz. Gagası uzayarak göğsüne doğru iyice kıvrılır, kanatları kartlaşır kalınlaşır, uçma kabiliyeti azalır. Kartal avlanamadığı için ya ölümü seçecek kaderine boyun eğecektir, ya da yeniden yenilenme cesareti göstererek ömrüne ömür katacaktır. Efsaneye göre yeniden doğuş süreci yaklaşık 150 gün sürer. Kartal kendini yenilemek üzere bir dağın tepesine uçar ve kendindeki değişimi başlatır. Önce iyice kıvrılan ve bir şey tutamayan gagasını sert bir şekilde taşa vurarak gagasını yerinden söker. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler ve gagası çıktıktan sonra  yeni gagası ile sertleşmiş pençelerini yerinden sökerek çıkarır. Yeni güçlü pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış ve solmuş tüylerini yolmaya başlar. 5 ay sonra kartal, yeni gagası, yeni pençeleri ve yenilenmiş tüyleri ile yenilenmiş olarak yeni bir hayata hazırdır.  Saklandığı yuvasından yenilenmiş olarak çıkarak gökyüzünde eski günlerdeki gibi süzülmeye başlar. Kartal eski görkemli ve güçlü görünümüne kavuşmuştur ve yeniden göklerin hakimi olmaya hazırdır.

Kartalın bu acılı değişim öyküsü aslında değişim öncesi insanların yaşadığı sancılı değişimi güzel bir metaforla anlatıyor. Değişim ve dönüşüm hem kişiler için, hem de kurumlar için genelde sancılı geçer, çoğu zaman kolay olmaz. Bu süreçte çatışmalar, huzursuzluklar, stres ve uzun mesaili yoğun çalışmalar vardır. Ama sonunun güzel olacağına inandığınız her değişim yolculuğu tüm yaşattıklarına rağmen heyecanlıdır, hayata dinamizm ve keyif katar.

Hayatımızı da daha keyifli ve verimli hale getirmek istiyorsak kartal gibi uzun süre de beklemeden değişim dönüşüm sürecini erken yaşlarda başlatmamız en iyisi. Kendi içimize dönerek kendimizi eleştirmemiz, artık eskidiğini işe yaramadığını düşündüğümüz alışkanlıklarımızdan kurtulmamız, bizi başarılı ve mutlu kılan özelliklerimizi yeni bilgi ve tecrübelerle güçlendirmemiz gerekiyor.

Bizi bugünlere başarıyla getiren şeylerin, geleceğe de aynı başarıyla götürmeyeceğini bilmemiz gerekiyor. Etrafınıza baktığınızda bunun çokça örneğini görmeniz mümkün. Hem firmalar, hem de kişiler için geçerli bu kural.

Hayatı bazen de sıfırlamak, sil baştan başlamak gerekiyor hani şu meşhur Şebnem Ferah şarkısındaki gibi. Sözleri ve müziği efsane bir şarkı. Aşağıdaki linke ekledim haydi vaktiniz varsa son ses açıp dinleyin her kelimeyi ve notayı ruhunuzda hissederek....

SİL BAŞTAN BAŞLAMAK GEREK BAZEN

https://www.youtube.com/watch?v=yjGigzkkXMM

Dip Not: Hikayeyi yazarken kartallarla ilgili araştırma da yaptım, birçok bilgiyi öğrenme fırsatım oldu. Kısaca sizlerle de paylaşayım.  Öncelikle hikayedeki kartalın yeniden doğuş efsanesi doğal yaşamda yok. Hikayeyi Ted-x konuşmasında bir konuşmacı anlatmış ve viral olarak yayılmış. Hikayedeki kartalın değişim yolculuğunu değişim sürecinin metaforları olarak düşünebiliriz. Doğada kartalların 20 ila 30 yıl arası ömürleri var. Kartal yavruları doğduktan yaklaşık 8-9 gün sonra 4 kg ağırlığına ulaşabiliyor. Avrupa kartalı (gri kartal), dünyanın en büyük kartal türü olup, yaklaşık 110 cm uzunluğunda ve kanatlarındaki mesafe yaklaşık 2.50 metreyi buluyor. Kel kartallar, ağaç tepelerinin üstünde muazzam yuvalar yapar. Erkek ve dişi kartal yuvada birlikte çalışır ve bu kaliteli zaman onların ömür boyu bağlarını güçlendirmelerine yardımcı olur. Kartallar tek eşlidir. Yaşam boyu çiftleşirler ve her yıl eşiyle birlikte yaptığı aynı yuvayı kullanıyorlar, yavrularına da çok bağlıdırlar.

Özlem Şenkoyuncu