TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Sorumluluklarına Sahip Çıkanlardan mısınız?

Yazının Giriş Tarihi: 26.04.2023 09:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.04.2023 09:00

İş hayatında da özel hayatında da sorumluluk sahibi olan insanlar hem başarılı hem de mutlu oluyorlar. Yaptıklarının sorumluluğunu yüreğinde hisseden kişinin çabası, emeği ve vicdanı elbette kişiyi başarılı kılar ve yaşamını anlamlı yaparak mutlu eder.

Rahmetli Doğan Cüceloğlu “Sorumluluk bilinci bir insanın yaşamının anlamının kökleridir. Sorumluluğunu keşfetmemiş insan yaşamında anlamı bulamaz” diyerek sorumluluk duygusunun insan hayatında ne kadar önemli olduğunu ne güzel ifade etmiş. Hayatımıza anlam katmak için sorumluluk almaktan kaçınmamalı, sorumluluklarımızı yerine getirmiş olmanın o güzel duygusal hazzını yaşamalıyız.

İş hayatında sorumluluk alan, sorumlu olduğu konuları eksiksiz yerine getiren, sorumluluktan kaçmayan hatta kendisi sorumluluk talep eden kişiler kariyer basamaklarını çok hızlı tırmanırlar. Kişinin işini iyi yapmasından daha da önemlisi sorumluluk alarak işine sahip çıkması, yaptığı işin sonuçları ne olursa olsun onu sahiplenmesidir. Sorumluluklarının bilincinde olan kişiler zaten o işi elinden gelenin en iyisini yapma gayret ve çabasında olurlar. Bu yüzden işe alım mülakatlarında kişilerde sorumluluk yetkinliğinin sorgulanması çok önemlidir. Sorumluluk duygusu yüksek çalışanların olduğu kurumlar çok daha başarılı olacaklardır.

İş hayatında negatif sonuçlarda hiç sorumluluk almayıp sorumluluğu ya altındaki ekibe, ya üstündeki amire, ya da kurumun yapısına, ortam koşullarına hatta ülkenin toplumsal ve ekonomik yapısına yükleyen birçok insana rastlamışsınızdır. Kendilerinin veya kurumun başına gelenler de kendilerinin hiçbir sorumluluğu olmaz, onlar hep kurbandır, emir kuludur.

Bununla ilgili bir kitaptra okuduğum çarpıcı bir anektodu paylaşmak istiyorum. Nazi subayı Adolf Eichmann Yahudi halka karşı işledikleri savaş suçlarıyla ilgili yargılandığı mahkemeyi anlatan Eichmann Kudüs  adlı bir kitap yazmıştır. Kitapta  kendisinin ve diğer subay arkadaşlarının savaşta Nazi askerlerinin Yahudilere yaptıkları zulümlerin sorumluluklarını reddetmeleri için kullandıkları özel bir dil olduğunu belirtmiştir, bu dile Amtssprache demiştir, Türkçesi “Bürokrasi Dili” olarak çevrilebilir. Örneğin mahkeme bir suçu neden işlediğini sorduklarında “Mecburdum” diyorlar” neden mecburdun” dediklerinde de “Üstlerim böyle emretti, kurumun politikasıydı, kural böyleydi, ben emredileni yapmak zorundayım..” gibi açıklamalar yaparak sorumluluğu kendilerine değil sisteme veya başkalarına yüklüyorlardı. Onca yaptıkları zulümde askerler bireysel olarak kendilerini sorumlu tutmayacak şekilde ifade veriyorlardı.

Bunu okuduğumda iş hayatında da bu durumun bazen yaşandığını fark ettim. Genelde insanlar yanlış giden bir şeyler olduğunda sorumluluğu başkasına atmaya meyillidir. Bu davranışı göstermesinin altındaki sebep  yetkisizlik, tecrübesizlik, özgüven eksikliği, üstlerinden korkma, baskı altında olma, işini kaybetme korkusu  olabilir. Tabii kişinin karakter olarak sorumsuz olması, yalancı ve ahlaksız olması da söz konusu olabilir.   İşte burada iyi ahlaklı, sorumluluk sahibi, güvenilir insanların işe alınmasının önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.

Çalışanlara sorumluluk bilinci kazandırmak kurumsal gelişimin bir parçası olmalı. Doğru insanı işe almak, ona güvenmek, yetki vermek ve sorumluluklarını yerine getirdikçe takdir etmek ve yeni sorumluluklar yüklemek hem kişilerin hem de kurumların gelişimi için çok önemlidir.

İş hayatında kariyer basamaklarını emin adımlarla çıkmak için Atamızın söylediği söz bize yol gösterici olmalıdır.  "Türk insanı; İstikrarlı, kararlı ve azimli olmalıdır. Sorumluluk sahibi olmalı, hizmete talip olmalıdır. Cesur olmalıdır.' 'M. Kemal ATATÜRK

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.