TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Stanford Hapishane Deneyi'ni Duydunuz mu?

Yazının Giriş Tarihi: 28.06.2021 14:28
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.06.2021 14:28

Size bu hafta yaklaşık 50 yıl önce yapılan çok ilginç bir sosyal bir deneyi anlatacağım. Ünvan ve güç verilen kişilerin yeni rollerini sindiremeyip etrafına ve de kendine zarar vermesi halinden bahsedeceğiz.

Bazı insanları ünvan ve güç çok değiştirir. İşyerlerinde, kamuda, siyasette rastlarız bu tip insanlara.  Yönetici olduktan sonra birden bire astığım astık kestiğim kestik olan insanlara dönüşürler. Küçük dağları ben yarattım edasıyla dolanırlar başı yukarda, burnu havada. Her şeyi kendilerinin bildiğini düşünerek kimsenin düşüncesini fikrini beğenmez, hatta küçümserler. Bağırmak, kızmak, aşağılamak, hor görmek onlar için normaldir. Bu tarz yöneticilerle çalışmak tabii ki çok zordur. Hem ekip hem de şirket kaybeder o kendi egosunu tatmin ederken.

Stanford Üniversitesi profesörlerinden Sosyal Psikolog Philip Zimbardo 1971 yılında bu durumu bilimsel olarak da deneyle gözlemlemek ve sonuçlarını bilim dünyası ile paylaşmak için sosyal bir deney yaptı. Stanford Üniversitesi'nin Psikoloji Departmanı'nın bodrum katına sahte bir hapishane inşa ederek 2 hafta sürecek bir hapishane ortamı yarattı. Oyuncular yine üniversite öğrencileri olacaktı. Gazeteye ilan vererek günlüğü 15 dolara bu hapishane deneyinde yer almak isteyen  öğrencileri  buldu . Öğrenciler bu psikolojik deneyde yer almak için gönüllü olarak gelip kayıt oldular. Kimin mahkum rolünde, kimin de gardiyan rolünde olacağı kimseye söylenmedi.

Zimbardo, 14 Ağustos 1971 günü, "mahkum" olarak seçtikleri öğrencileri kendi evleri önünde ansızın, beklenmedik bir zamanda polisin de yardımıyla tutuklatarak hapishane olarak yarattıkları deney alanına mahkum arabalarıyla getirtti. Mahkum olarak seçilen gençler tüm gerçek tutuklanma prosedürlerinden geçirildi, parmak izleri alındı ve profil fotoğrafları çekildi. Mahkumlara tıpkı gerçekte olduğu gibi, oldukça rahatsız edici  mahkum kıyafeti giydirildi ve bileklerine birer zincir vuruldu.  Gardiyan olarak seçilen öğrenciler de tıpkı gerçek gardiyanlar gibi giydirildi, ellerine tahta sopalar verildi. Göz temasına engel olması amacıyla hepsine aynalı gözlükler verildi. Gardiyanlara, mahkumlara  mahkum kıyafetlerine işlenmiş numaralar ile çağırmaları kişiliklerini tamamen yok saymaları tembihlendi. Mahkumlar sürekli hapishanede kalıyor, gardiyanlar vardiyalı olarak hapishanede duruyordu. Böylece tamamen gerçek bir hapishane ortamı yaratıldı. Gardiyanlara fiziksel şiddet uygulamadan kötü  davranabileceklerini söylediler.

Sıradan ve normal sayılacak üniversite öğrencileri sadece birkaç gün içerisinde gitgide korkaklaşan, içine kapanan ve özgüveni yok olmuş mahkumlara ve  vahşi düzeyde saldırgan ve sadist gardiyanlara dönüştüler. Her geçen gün, her biri, rollerine daha da bağlı hale geldiler. Günler geçtikçe, gardiyanlar giderek şiddetlenen psikolojik kontrol taktikleri geliştirmeye bile başladılar. İsyanlara katılmayanları ödüllendiriyor, katılanlara da acımasızca cezalar veriyorlardı. Kısa süre içerisinde gardiyanlar deney sahibi ekibin verdiği gardiyanlık yetkisine dayanarak mahkumlara önce gizli, sonrasında ise açıkça şiddet uygulamaya başladılar. Gardiyanlar çığırından çıkmıştı ve bambaşka bir insana dönüşerek daha dün üniversitede arkadaş oldukları kişilere çok kötü davranmaya başlamışlardı.

Deney başlangıçta 2 hafta olarak planlanmasına rağmen sadece 6 gün sonra işler çığırından çıkmış,  deneyin içeriği tamamen rol yapmaya dayanıyor olmasına rağmen, mahkumlar ile gardiyanlar arasındaki ilişki o kadar sadist ve vahşi bir hale gelmişti ki, Zimbardo beklediği süreyi tamamlamadan sona erdirmek zorunda kaldı. Gardiyan konumundakiler gerçek hayatta "kendileri ile aynı düzeyde" olduğunu bildiklerinden mahkumlara karşı kendilerini kabul ettirmek için ellerindeki yetki ve gücü kötüye kullanmışlar ve mahkum arkadaşlarına kötü davranarak onları giderek uysal ve korkak bir hale getirmişlerdi.

Stanford deneyi psikolojide çok tartışılan deneylerden biridir. Deney hakkında birçok eleştiri de vardır. Normal üniversite öğrencilerinin nasıl olup da bu hale geldiğiyle ilgili yapılan eleştirilerden bir tanesi de deneyde Hapishane Müdürü olarak  yer alan Zimbardo ve ekibinin bu olaylara göz yumması, gardiyanlara engel olmaması, hatta gizli şekilde desteklemesidir. 

Bu deneyden birçok çıkarım yapılabilir. Ama şiddete sessiz kalmak, görmezden gelmek, gardiyanları hala görevine devam ettirtmekle yapılan hata en önemlisi.  İşyerlerinde baskı, şiddet ve kötü davranışların olmaması için patronun, diğer yetkililerin bunu görmemezden gelmemesi, susarak destek veriyor gibi gözükmemesi gerekir. Hayatımıza gardiyanların girmesine belki engel olamayız, ama gardiyanlarda kurtulmak bizim elimizde.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.